Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/748
Karar No: 2020/12926
Karar Tarihi: 24.12.2020

Nitelikli dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2018/748 Esas 2020/12926 Karar Sayılı İlamı

15. Ceza Dairesi         2018/748 E.  ,  2020/12926 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Sanıklar ... ve ... hakkında; Nitelikli dolandırıcılık suçundan; TCK’nın 158/1-d, 35, 43/2, 52/2, 53 ve 58. maddeleri uyarınca mahkumiyet,
    Resmi belgede sahtecilik suçundan; TCK’nın 204/1-3, 53 ve 58. maddeleri uyarınca mahkumiyet, Sanık ... hakkında; her iki suçtan ayrı ayrı beraat

    Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanıklar ... ve ...’nın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık ... müdafii ile sanık ... tarafından, sanık ...’un nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından beraatine ilişkin hükümler ise, katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
    Sanık ...’nın yokluğunda verilen kararın, öncelikle muhatabın bilinen son adresine tebliğ yapılması, tebligatın iade gelmesi durumunda bu defa muhatabın mernis adresinin tespiti yapılarak, tebligat zarfı üzerine söz konusu adresin mernis adresi olduğunu belirtmeden tebliğ yapılması, yine tebligatın iade gelmesi durumunda bu defa tebligat parçası üzerine adresin MERNİS adresi olduğu ve 7201 sayılı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca işlem yapılması belirtilerek tebliğ yapılması gerekirken, sanığın bilinen son adresine çıkarılan tebligatın iade gelmesi sonrasında, tebligat parçası üzerine mernis adresi olduğu yazılarak çıkarılan tebliğin, T.K. 21/2 maddesi uyarınca yapıldığı anlaşılmakla; gerekçeli kararın usule uygun tebliğ edilmemesi nedeniyle sanığın temyiz isteminin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
    Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin “13/04/2009 ve 16/04/2009” olarak gösterilmesi gerekirken, “2009- 06/04/2009- 10/06/2009” olarak gösterilmesi, mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak kabul edilmiştir.
    Sanık ...’ın katılanlar aleyhine Antalya 7. İcra Müdürlüğü’nün 2009/9983 numaralı takip dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlattığı, katılan ... adına icra ödeme emrinin tebliğine ilişkin çıkarılan tebligatın, posta dağıtıcısı olan tanık ...’a, kendisini katılan ..."ın işçisi olarak tanıtan sanık ... tarafından teslim alındığı, sanık ..."in katılan ... (Özkeskin) Açan adına çıkarılan tebligatı da almak istediği ancak posta memurunun adreslerin farklı olması sebebiyle katılan ... (Özkeskin) Açan’a ait olan tebligatı sanık ..."ya vermediği, katılan ... adına çıkarılan tebligatın adreste bulunmadığı belirtilerek, muhtar olarak görev yapan sanık ..."a teslim edildiği, sanıkların katılanların adresine gönderilen tebligatları usulsüz olarak teslim almak suretiyle icra takibinin kesinleşmesini sağladıkları, kesinleşme üzerine katılanların menkul ve gayrimenkullerine haciz işlemi uygulandığı, böylece sanıkların kamu kurum ve kuruşlarını araç olarak kullanmak suretiyle dolandırıcılığa teşebbüs ile resmi belgede sahtecilik suçlarını işledikleri iddia olunan somut olayda;
    1) Sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan beraate ilişkin hükümlerin katılanlar vekili tarafından temyizi üzerine yapılan incelemede;
    Katılanlar beyanı, sanık savunması, tanıklar beyanı ve tüm dosya kapsamına göre, sanığın savunmasının aksine diğer sanıklar ... ve ..."ı tanıdığına, sanıklarla birlikte hareket ettiğine ilişkin her türlü şüpheden uzak, kesin, tutarlı, inandırıcı delil elde edilemediği, şüpheden sanık yararlanır ilkesi uyarınca şüphenin olduğu yerde mahkumiyet olmayacağı, yüklenen suçların sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılanlar vekilinin usul ve yasaya aykırı kararın bozulmasına ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
    2) Sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin sanık ... müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Katılanlar beyanı, sanık savunması, tanıklar beyanı ve tüm dosya kapsamına göre, sanığın üzerine atılı kamu kurum ve kuruşlarının araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunun sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş, katılanlar aleyhine icra takibi başlatılıp, katılanlara ait gayrimenkul ve menkuller üzerine haciz işlemi tesis edilmekle, nitelikli dolandırıcılık suçunun tamamlanmış olduğu gözetilmeyerek, suçun teşebbüs aşamasında kaldığından bahisle, 5237 sayılı TCK"nın 35. maddesi gereğince teşebbüs hükümlerinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayini, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık ... müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    a- Sanık hakkında teşebbüs hükümleri uygulanırken CMK"nın 232/6. madde ve fikrasına aykırı olarak, TCK’nın 35/2 madde ve fıkrasının gösterilmemesi,
    b- Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanık hakkında hükmedilen 3 gün adli para cezasının TCK’nın 52/2. maddesi uyarınca günlüğü 20TL’den paraya çevrilirken, 60TL sonuç adli para cezası belirlenmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurmak suretiyle fazla adli para cezası tayini,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün 3. fıkrasının 2. bendine “Sanıkların eylemleri teşebbüs aşamasında kalması sebebi ile zarar ve tehlikenin ağırlığı dikkate alınarak sanıklara verilen ceza” ibaresinden sonra gelmek üzere “TCK’nın 35/2.maddesi uyarınca “ ibaresi eklenmesi, hükmün 5. bendinden “neticeten 600-TL ADLİ PARA CEZASI” ibaresinin çıkartılarak yerine ”60TL adli para cezası” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    3) Sanıklar ... ile ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine ilişkin ve sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin sanık ... müdafii ile sanık ...’nın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    a- Katılanlar beyanı, sanıklar savunması, tanıklar beyanı ve tüm dosya kapsamına göre; sahte olduğu kabul edilen tebliğ mazbatasının arka yüzünde tebligat yapılan kısmında katılan ...’a atfen atılan bir imzanın ve dolayısıyla sahteciliğin bulunmadığı, ancak; tebliğ evrakının kendisini katılan ..."ın işçisi olarak tanıtan sanık ... imzasına tebliğ edildiği, katılan ...’ın; sanık ...’ı tanıdığını, Asist Yol Yardım Hizmetleri şirketini kurduklarını ve şirkete dışardan finansman sağladığını, ancak şirketin faaliyeti sona erdiğinden, şirkette çalışan herhangi bir işçi bulunmadığını, şirkette fiilen ... isimli kişinin çalışmadığını ve ... isimli kişinin telefonla kendisini aramadığı gibi adına gelen tebligat parçasını da kendisine vermediğini, tebliğ tarihi olan 16/04/2009 tarihinde İstanbul ilinde tanık ... ve Osman Karaot ile birlikte olduğunu beyanı karşısında; sanık ...’nın "muhatap olmadığı veya muhatap namına tebellüğ etmeye yetkisi bulunmadığını" bildiği halde tebliğ memuruna, katılan ...’ın işçisi olduğundan bahisle gerçeğe aykırı beyanda bulunarak tebliğ evrakını almak suretiyle, diğer sanık ... ile birlikte işledikleri iddia olunan eylemlerinin, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 55/c maddesinde öngörülen "yalan beyan" suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfının tayininde yanılgıya düşülmek suretiyle resmi belgede sahtecilik suçundan yazılı şekilde hükümler kurulması,
    b- Katılanlar beyanı, sanık savunması, tanıklar beyanı ve tüm dosya kapsamına göre, sanık ...’nın diğer sanık ...’ın kamu kurum ve kuruşlarının araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçuna, baştan itibaren bilerek ve kasten iştirak ettiğine dair her türlü şüpheden uzak, somut, inandırıcı, objektif ve sanığın cezalandırılmasına yeterli delilin bulunmadığı, ceza yargılamasının amacının maddi gerçeğin hiçbir duraksamaya yer vermeyecek nitelikte ortaya çıkartılması olduğu, “Şüpheden sanık yararlanır” ilkesinin ceza hukukunun evrensel ilkesi olduğu, şüpheler ve kuşkular toplamından kesinlik ve gerçekliğin çıkarılamayacağı, şüphe ve kuşkunun bulunduğu yerde mahkumiyet hükmü kurulamayacağı, bu nedenle sanığın üzerine atılı nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin sabit olmadığı ve beraatine hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, hatalı değerlendirme ve yetersiz gerekçe ile sanığın yazılı şekilde mahkumiyetine hükmedilmesi,
    Kanuna aykırı olup, sanık ... müdafii ile sanık ...’nın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi