11. Hukuk Dairesi 2016/13311 E. , 2018/4328 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 29/06/2016 tarih ve 2015/353-2016/200 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, 1975 yılında ... atış yarışmalarında kullanılmak üzere Kara Kuvvetleri Komutanlığı adına buluşunu yaptığını 551 sayılı KHK gereği patent hakkı olduğu halde patent verilmeyerek onun yerine iradesi dışında TSK Ödül Yönetmeliğine göre 3.000 TL Fikri Gayret Ödülü verildiğini ileri sürerek mucit hakkının belirlenmesi için 551 sayılı KHK"nın 32. maddesinde ifadesini bulan hak alacağının, aynı KHK"nın 24. maddesi hükümleri de dikkate alınarak tespitinin yapılmasını, yasanın ön gördüğü bütün haklarının K.K.K"dan alınarak tarafına verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı definde bulunmuş, davacının müvekkili idare bünyesinde çalışırken KKK"nın emri üzerine yarışma usulüyle dava konusu "Hedef Sistemi"ni" ..."la birlikte tasarlayıp ürettiğini, buna karşılık o dönemde 31/05/1968 tarih 12912 sayılı RG"de yayımlanan TSK Ödül Yönetmenliğine uygun olarak 3.000 TL Fikri Gayret Ödülü ile taltif edildiğinin sabit olduğunu, davacının başından beri eser üzerindeki mali haklarını devrettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; patent hakkının en uzun süreyle 20 yıl korunduğu, davacının patent sayılan buluşa ilişkin hakkın doğumunun 1975 olduğu ileri sürüldüğünden ileri sürülen def"i karşısında zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı temyiz etmiştir.
1. Dava, davacının, davalı kurumun çalışanı olduğu dönemdeki buluşundan doğan hak alacağının tespiti istemine ilişkindir. Uyuşmazlık konusu buluşun, 1975 yılında yapılan bir yarışma sonucu davacı tarafından gerçekleştirildiği ve bunun karşılığında davacıya 3.000 TL ödül verildiği taraflar arasında tartışmasızdır. Davacı taraf, dava konusu buluşla ilgili olarak herhangi bir tescil başvurusunda bulunmadığına göre 551 sayılı KHK’nın dava konusu uyuşmazlığa uygulanma imkanı bulunmayıp, uyuşmazlığın genel hükümlere göre çözümlenmesi gerekir. Bu durumda, öncelikle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu buluşla ilgili olarak, davacı tarafından genel
hükümlere dayalı hak sahipliği iddiasına karşılık yarışma sonucu bu hakkın kendisine devredildiğine yönelik davalı savunmasına dayalı olarak ortaya çıkan muarazanın giderilmesi ve sonucuna göre de davacının alacak hakkı bulunup bulunmadığının ve miktarının tespiti gerekirken; mahkemece yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2. Bozma sebep ve şekline göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 05/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.