14. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/15378 Karar No: 2018/4066 Karar Tarihi: 23.05.2018
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/15378 Esas 2018/4066 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2015/15378 E. , 2018/4066 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 04.04.2012 gününde verilen dilekçe ile ... iptali ve mera olarak sınırlandırma talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.10.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Davacı vekili davalılara ait... Köyü 125 ada 2, 4, 20 ve 156 parsel sayılı taşınmazların kadim mera olduğunu fiziki yapı itibariyle de mera özelliğinin mevcut duurumunu devam ettirdiğini, taşınmazların tarla olmadığını belirterek, ... kayıtlarının iptali ile 125 ada 160 sayılı mera parseline dahil edilmek suretiyle sınırlandırılmasını istemiştir. Davalılar ..., ..., ..., ... davanın reddini savunmuş, davalı ... davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne, 125 ada 2, 4, 20 ve 156 parsel sayılı taşınmazların ... kayıtlarının iptali ile mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmiştir. Hükmü davalı ... temyiz etmiştir. Dava, mera iddasına dayalı ... iptali ve sınırlandırma isteğine ilişkindir. Hukuki nitelikleri itibariyle devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olan meralar özel mülkiyete konu olamazlar. Bu nedenle de mülkiyeti devlete ait olan yerlere ilişkin davayı ... açabileceği gibi meraların sınırları içinde bulunduğu ve yararlanma hakkı olan köy tüzel kişilikleri ve belediyelerin de dava açma hakları vardır. Somut olayda, İl Gıda ... ve Hayvancılık Müdürlüğü tarafından ... iptali ve mera olarak sınırlandırma istemli bu dava açılmıştır. Bilindiği gibi davada sıfat tarafın, dava konusu maddi hukuk ilişkisinin süjesi olup olmamasıyla ilgilidir. Sıfat davanın tarafı ile dava konusu hak arasında "hak ilişkisine dayalı bağ"dır. Taraf ve dava elhiyeti; davanın tarafları ile ilgili olduğu halde sıfat, dava konusu hakka ilişkindir. Mahkeme önünde maddi hukuka dayalı hakkına dair uyuşmazlığın çözümünü ve himayesini isteyen kişi davacı, kendisine karşı hakkın himayesi istenen kişi de davalıdır. Davacı, dava konusu hakkın sahibi davalı ise hakka uymakla yükümlü olan ve bu hakkı ihlal ettiği düşüncesi ile kendisine karşı hakkın himayesi istenen kişidir. Bir davada davacı ve davalı sıfatının kime ait olduğu tamamen maddi hukuka göre belirlenir. Dava dilekçesinde, davacı ve davalı olarak gösterilen kişiler şeklen taraf ise de; hakkın sahibi veya kensine karşı hakkın himayesi istenmesi gereken kişiler olmalıkları belirlenir ise, davanın sıfat yokluğundan (husumetten) reddi gerekir. Husumetten ret kararı usule ilişkin bir karar olmayıp; davada taraf olarak gösterilenlerden birinin taraf sıfatının bulunmadığın belirleyip esasa ilişkin bir karardır. Husumetten ret kararı, davada taraf olarak gösterilenler arasında kesin hüküm teşkil eder. Husumet dava şartı olup, kamu düzenine ilişkin bulunduğundan, yargılamanın her aşamasında mahkemece re"sen gözetilmesi gereken bir husustur. Bu açıklamalar doğrultusunda davacının eldeki bu davayı açma yetkisi bulunmamaktadır. Mahkemece, davanın aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddi gerekirken işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Kamu düzenine ilişkin bu hususta verilecek ret kararının tüm davalılar açısından sonuç doğuracağı da tartışmasızdır. Hükmün açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.05.2018 tarihinde oybirlği ile karar verildi.