19. Hukuk Dairesi 2016/542 E. , 2016/9287 K.
"İçtihat Metni"
Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : ....Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 13/10/2015
NUMARASI : 2014/181-2015/485
DAVACI : ....
DAVALI : ....
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili banka ile dava dışı asıl borçlu .... arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine istinaden adı geçen şirkete kredi kullandırıldığını, davalının ise sözleşmenin 75.000,00 TL"lik kısmını müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalamak suretiyle borcun sorumluluğunu üstlendiğini, borçlunun kredinin geri ödemesini sözleşme hükümlerine uygun olarak yapmadığını, bu nedenle kredi hesabının kat edildiğini ve borçlulara ihtarname gönderildiğini, ihtarnameye rağmen tespit edilen toplam 95.458,87 TL borcun ödenmediğini, bunun üzerine ..... İcra Müdürlüğü"nün .... sayılı dosyasında takip başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının haksız şekilde itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kredi borcunun ödenmesi için öncelikle asıl borçlulara gidilmesi gerektiğini, asıl borcun teminat çekleri ile ödendiğini, sözleşmedeki kefilliğinin geçersiz olduğunu, sözleşmenin boş olarak imzalattırıldığını daha sonra kredi tutarları ile ilgili bölümlerin bilgisi dışında doldurulduğunu, bu nedenle davacıya borcunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacı bankanın dava dışı asıl borçlu şirkete ait kredi hesabını sözleşme hükümlerine göre haklı olarak katettiği ve böylece muaccel hale gelen alacak nedeniyle davalının müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduğu, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaya göre takip tarihi itibariyle faizle birlikte davalıdan istenebilecek kredi alacağının 61.854,96 TL olduğu, ancak asıl borçlu tarafından davadan önce 01.03.2013 tarihinde yapılan 15.000,00 TL ödeme üzerine davalının sorumlu olduğu borç miktarının 53.778,01 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne ve davalı aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı banka, davalı aleyhine genel kredi sözleşmesine istinaden kefalet nedeniyle alacak istemiyle takip başlatmış, itiraz üzerine iş bu dava açılmıştır. Davalı itirazında sadece bir sözleşmede kefaletinin bulunduğunu, talep edilen miktarın tamamından sorumlu olmadığını savunmuştur. 6098 sayılı TBK"nun 581. ve devamı maddeleri uyarınca kefil sözleşme limiti kadar ve kendi temerrüdünden sorumludur. Kefaleti olmayan sözleşmeden dolayı sorumluluğu kabul edilemez. Bu durumda mahkemece konusunda uzman bankacı bir bilirkişi marifetiyle banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yaptırılarak davalının kefil olarak imzalamış olduğu sözleşme kapsamında varsa borç miktarı belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu yönde inceleme yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 24/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.