Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
İİK"nun 168/1. maddesi (icra müdürü senedin kambiyo senedi olduğunu ve vadesinin geldiğini görürse, borçluya senet sureti ile birlikte hemen bir ödeme emri gönderir) hükmünü içermektedir. İİK"nun 168/3. maddesinde ise borçlunun (takibin dayanağı olan senedin kambiyo senedi vasfını taşımadığı) yönündeki şikayetini 5 gün içinde icra mahkemesine sunması gerektiği ifade edilmiştir. Bir başka deyişle, dayanak belgenin kambiyo senedi vasfını taşımamasına rağmen icra müdürünce borçluya anılan özel yola ilişkin ödeme emri gönderilmiş ise, borçlunun bu konudaki başvurusu şikayet niteliğindedir. O halde, mahkemece bu istek yönünden taraflar takip etmeseler bile başvurunun esası hakkında karar verilmesi gerekli ise de; şikayet süresi geçirildiği için mahkemenin ret kararı sonucu itibariyle doğrudur. Bu durumda, dava dilekçesinin 2 numaralı bendinde yer alan kısma hasren yapılan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak, dava dilekçesinde yer verilen ve dayanak belgenin teminat için düzenlendiği ve takibin mükerrer olduğu yönündeki iddialar ise borca itirazdır. 10.10.2005 tarihli duruşma sırasında taraf vekilleri davayı takip etmediklerini beyan ettiklerine göre anılan itiraz nedenlerine hasren dosyanın tefrik edilerek HUMK"nun 409. maddesi gereğince işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 06.03.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.