Vergi Usul Kanununa Muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/2566 Esas 2018/3776 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/2566
Karar No: 2018/3776
Karar Tarihi: 24.04.2018

Vergi Usul Kanununa Muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/2566 Esas 2018/3776 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık hakkında sahte fatura kullanmak suçundan açılan kamu davası sonucunda verilen mahkumiyet kararı temyiz edilmiş ancak süresi resmi tatil ve izleyen günlerin Cumartesi ve Pazar olması nedeniyle son güne denk gelmesi sebebiyle ertesi gün temyiz edilmiştir. Mahkeme, sanığın suçlamaları kabul etmeyi sürdürdüğü takdirde maddi gerçeğin tespiti noktasında vergi inceleme raporlarının ve tanık beyanlarının getirtilerek incelenmesi gerektiğini belirtmiştir. Faturaları düzenleyen şirket yetkilileri veya kişilerinin CMK'nın 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenebilmesi için çeşitli belgelerin getirtilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Kararda, sanık hakkında her takvim yılı içinde kullanılan faturaların ayrı suçları oluşturması, ancak aynı takvim yılına ait birden fazla fatura kullanılması halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği dikkate alınarak, sanık hakkında TCK'nın 43. maddesinin 1. fıkrasının uygulanması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, TCK'nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle sanığın durumunun yeniden değerlendir
11. Ceza Dairesi         2018/2566 E.  ,  2018/3776 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Vergi Usul Kanununa Muhalefet
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Sanığın yokluğunda verilip, 24.04.2015 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilen hükmün, sanık müdafi tarafından temyiz süresinin son günü olan 01.05.2015 tarihinin resmi tatil ve izleyen günlerin Cumartesi ve Pazar olması nedeniyle, 04.05.2015 tarihli dilekçeyle süresinde temyiz edildiği anlaşılmakla, tebliğnamedeki ret düşüncesine iştirak edilmemiştir.
    1-Sanık hakkında 2008 takvim yılında sahte fatura kullanmak suçundan açılan kamu davasında, sanığın suçlamaları kabul etmemesi karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından;
    a) Suçlara konu olan faturaları düzenleyen mükellefler hakkında düzenlenmiş vergi inceleme raporlarının ilgili vergi dairesinden getirtilmesi,
    b) Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması; açılmış ve derdest ise, davaların birleştirilmesi; hüküm verilmiş ve kesinleşmiş ise, dosyalarının getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması,
    c) Faturaları düzenleyen şirket yetkilileri veya kişilerin, CMK"nın 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kime verdiklerinin, sanığı tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların verilmesi konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
    d) Gerektiğinde, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için;
    aa) Faturayı düzenleyen şirketlere ait mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyelerinin, teslim ve tesellüm belgelerinin, bedelinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun ve kanıtlama yeterliliği olan banka hesaplarının ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgelerin; faturaları kullananlara ait yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığına ilişkin belgelerin getirtilmesi,
    bb) Daha sonra, faturaları düzenleyen şirketler ile sanığın ticari defterleri ve belgeleri üzerinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması,
    Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
    2- Kabule göre;
    a) Her takvim yılı içinde kullanılan faturaların ayrı suçları oluşturması, ancak aynı takvim yılına ait birden fazla fatura kullanılması halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği dikkate alınarak, sanık hakkında TCK"nın 43. maddesinin 1. fıkrasının uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
    b)Hükümden sonra 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, ceza miktarı bakımından sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 24.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.