14. Hukuk Dairesi 2015/15186 E. , 2018/4060 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı ... iptali ve tescil talebi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm ... vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ... iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davalılar davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... adli yardım talepli olarak, davalı ... Hazinesi vekili ve bir kısım davalılar temyiz etmiştir.
1- 7201 Sayılı Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. Bu değişikliğe göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligat, bilinen veya gösterilen adresine yapılacaktır. Buna göre, ilk defa bildirilen adresin muhatabın (davalının) adres kayıt sistemindeki adresi veya başka bir adres olması arasında fark yoktur. Her iki adres de Tebligat Kanununun 10/1. maddesi kapsamında bilinen adrestir. Bildirilen adrese çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi de nazara alınarak muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre tebligat çıkarılacaktır.
Tebligat Kanununun 10/2 ve 21/2. maddeleri farklı şekilde yorumlanarak, başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılması muhatabın savunma hakkını kısıtlayacağından, Anayasanın "Hak arama hürriyeti" kenar başlıklı 36. maddesine ve Tebligat Kanununun yukarıda bahsi geçen hükümlerine aykırı olacaktır.
"Adres değiştirmenin bildirilmesi mecburiyeti" kenar başlıklı 35. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında, "Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır.
Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.",
Hükümlerine yer verilmiştir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince, gerekçeli karar davalılardan ..."a bilinen en son adresi itibariyle 7201 sayılı Tebligat Kanununun 10. maddesine göre tebliğe çıkarılmış olup davalıya bu adreste tebligat yapılamaması nedeniyle bu kez anılan kanunun 35. maddesine göre tebliğ yapılmış ise de muhatabın adres kayıt sisteminde Mernis adresinin bulunduğu, Uyap sisteminden yapılan kontrolde adresinin Mustafa Kemal Paşa Mah. Telefonlu Sok. No:6 iç kapı no:1 olduğu görülmüştür. Mahkemece 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri gözardı edilmek suretiyle anılan kanunun 35. maddesine göre yapılan bu tebligatın usulüne uygun olmadığı anlaşılmakla, adı geçen davalıya 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde gerekçeli kararın tebliği sağlanarak yasal temyiz süresi beklenilmelidir.
2- Davaya konu taşınmaz maliklerinden muris ..."a ait mirasçılık belgesine dosya içerisinde rastlanılamadığından ilgililerden temin edilmelidir.
3-Temyiz dilekçesi verilirken, gerekli harç ve giderlerin tamamı ödenir. Bunların eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa kararı veren hakim veya mahkeme başkanı tarafından verilecek yedi günlük kesin süre içinde tamamlanması, aksi halde temyizden vazgeçmiş sayılacağı hususu temyiz edene yazılı olarak bildirilir. Verilen süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkemece; kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verilir. Bu kararın da temyiz edilmesi halinde, HUMK"nın 432. maddesinin son fıkrası hükmü kıyasen uygulanır (HUMK 434/2-432/son).
Kararı tek bir dilekçe ile temyiz eden davalılar ..., ..., ..., ..., ... ve ... için eksik harcı tamamlamaları için muhtıra çıkarılmışsa da sadece davalı ..."e muhtıranın tebliğ edildiği, diğer davalılara yapılan tebliğe ilişkin tebligat parçasına dosya içerisinde rastlanılmadığı gibi çıkarılan muhtırada da; (mahkemece yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporunda taşınmazın tamamı için belirlenen) 304.060,20 TL"lik bedel üzerinden eksik harcın tamamlanmasının istenildiği anlaşılmaktadır. Ne var ki davacı taraf yargılama sırasında harcı 43.075,00 TL bedel üzerinden tamamlamış mahkemece de bu miktar üzerinden karar ve ilam harcı hesaplanmıştır. Bu durumda davalıların temyizinde tamamlanması gereken eksik harcın da davacı tarafından harcı yatırılan miktar üzerinden hesaplanması ve çıkarılacak muhtıranın temyiz eden tüm davalılara tebliği gerekir. Eksik harç tamamlanır ise tamamlayanlar bakımından temyiz dilekçesinin kabulü ile temyiz defterine kaydı, tamamlamayanlar yönünden ise Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yukarıda anılan maddesinde öngörülen prosedür işletilerek temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi ve ret kararının da temyiz eden davalılara tebliğ edilmesi, temyiz süresinin de beklenilmesi gerekir.
4-Adli yardıma ilişkin usul ve esaslar 6100 sayılı HMK’nın 334 ilâ 340. maddelerinde yer almaktadır. HMK"nın 336/3. maddesi gereğince kanun yollarına başvuru sırasında da adli yardım talebinde bulunulabilir.
Öte yandan, temyiz dilekçesi verilirken, gerekli harç ve giderlerin tamamı ödenir. Bunların eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa kararı veren hakim veya mahkeme başkanı tarafından verilecek yedi günlük kesin süre içinde tamamlanması, aksi halde temyizden vazgeçmiş sayılacağı hususu temyiz edene yazılı olarak bildirilir. Verilen süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkemece; kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verilir. Bu kararın da temyiz edilmesi halinde, HUMK"nın 432. maddesinin son fıkrası hükmü kıyasen uygulanır (HUMK 434/2-432/son).
Somut Olayda; temyiz eden davalı ..."ın, kendisinin ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin temyiz harç ve giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu kanaatine varılamadığı, başka bir deyişle HMK’nın 334/1. maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşmediği anlaşılmakla, davacının adli yardım isteğinin reddine,
Temyiz Karar Harcı ve Temyiz yoluna başvurma harcının yatırılması bakımından HUMK’nın 434/III. maddesi uyarınca işlem yapılmasına,
Eksiklikler giderildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, adli yardım talebinin reddine ilişkin karara karşı, tebliğden itibaren bir hafta içerisinde itiraz yolu açık olmak üzere, 23.05.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.