Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/2368
Karar No: 2021/2925
Karar Tarihi: 26.04.2021

Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/2368 Esas 2021/2925 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi         2019/2368 E.  ,  2021/2925 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ceza Dairesi
    Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
    ...; (13.10.2016),
    ...; (30.09.2016),
    ...; (01.12.2016),
    ..., ..., .....,....,... (03.05.2017),
    ..., ...; (5271 sayılı
    Kanunun 232/2-c maddesi gereğince verilen kararın
    niteliği dikkate alınarak yazılmamıştır.)
    Hüküm : 1-Sanık ..., ..., ..., ... ve ... hakkında;
    TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5. madde,
    TCK"nın 62/1, 53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca
    mahkumiyet kararlarına ilişkin istinaf başvurularının
    esastan reddi,

    2-Sanıklar ..., ..., ...,..., ..., ... ve
    ... hakkında ayrı ayrı; TCK"nın 314/2,
    3713 sayılı Kanunun 5. madde, TCK"nın 221/4-5, 62/1,
    53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet
    kararlarına ilişkin istinaf başvurularının esastan reddi,
    3-Sanıklar ... ve ...
    hakkında; silahlı terör örgütüne üye olma suçundan
    CMK"nın 223/2-e uyarınca beraat kararına ilişkin
    istinaf başvurusunun esastan reddi

    Bölge Adliye Mahkemesince sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçuna ilişkin kesin olarak verilen hüküm, 24.10.2019 tarihinde Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunun 29. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nın 286. maddesine eklenen üçüncü fıkradaki düzenleme gereğince temyiz yolunun açılması üzerine anılan Kanuna eklenen geçici 5. maddesinin 1/f bendinde belirtilen süre içerisinde, diğer sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... yönünden ise Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm süresinde temyiz edilmekle;
    Temyiz edenlerin sıfatı, başvurularının süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
    Tayin olunan cezanın süresi itibariyle yasal şartları oluşmadığından, sanıklar ... ve ... müdafiilerinin duruşma istemlerinin CMK"nın 299. maddesi gereğince REDDİNE,
    Temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    I-) Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik yapılan incelemede;
    Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme

    esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve sanıklar müdafiilerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddine, ancak;
    1-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ..."in yakalanıp daha sonrasında serbest bırakılmaları karşısında, suç tarihinin hukuki kesintinin gerçekleştiği iddianamenin düzenleme tarihi olan "03.05.2017" tarihi yerine, anılan sanıklar yönünden İlk Derece Mahkemesi gerekçeli karar başlığında "15.07.2016" olarak; Bölge Adliye Mahkemesi gerekçeli karar başlığında ise ... yönünden "30.09.2016", ... yönünden "30.08.2016", ... ve ... yönünden "04.11.2016", ... ve ... yönünden "04.10.2016", ... yönünden "30.12.2016", ... yönünden "10.08.2016" olarak gösterilmeleri,
    2-Sanıklar hakkında belirlenen temel cezanın, suçun niteliği gereği artırılırken artırım oranı doğru yapıldığı halde uygulama maddesinin 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi yerine 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi olarak gösterilmesi suretiyle CMK"nın 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,
    Kanuna aykırı olup, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerle BOZULMASINA, ancak bu hususların yeniden yargılamayı gerektirmeden CMK"nın 303/1-c maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçeli karar başlıklarında suç tarihi olarak sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... yönünden "03.05.2017" ibaresinin yazılması, hükümlerin anılan sanıklar yönünden ilgili bentlerindeki "5. maddesi” ibaresinin çıkarılması ve yerine "5/1. maddesi" ibaresi eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    II-)Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmü ile sanıklar ... ve ... hakkında kurulan beraat hükümlerine yönelik yapılan incelemede;
    1-)Sanık ... yönünden;
    Sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    a-)Ayrıntılı Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08.04.2008 tarih ve 9-18-78 sayılı kararında açıklandığı üzere; etkin pişmanlık hükümlerinin amacı, bir yandan terör ve örgütlü suçlarla mücadele bakımından stratejik önemi nedeniyle en etkili bilgi edinme

    ve mücadele araçlarından olan örgütün kendi mensuplarını kullanmak, diğer taraftan da suç işlemeyi önlemek, mensup olduğu yasa dışı örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olanları ve işlediği suçtan pişmanlık duyanları cezalandırmayarak ya da cezalarında belli oranlarda indirim yaparak yeniden topluma kazandırmaktır.
    Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme, örgüte üye olma, üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme veya örgüte bilerek isteyerek yardım etme suçlarında etkin pişmanlık, şahsi cezasızlık veya cezadan indirim yapılması gereken haller olarak kabul edilmiştir.
    Şahsi cezasızlık nedeni olarak; sanığın amaç suçun işlenişine iştirak etmeksizin, hakkında bir soruşturma başlamadan önce örgütten gönüllü olarak ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi (TCK"nın 221/2 maddesi), hakkında soruşturma başladıktan sonra, gönüllü olarak teslim olup, örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili samimi ve faydalı bilgi vermesi (TCK"nın 221/4 maddesinin ilk cümlesi), yakalandıktan sonra pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının önemli ölçüde yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermesi (TCK"nın 221/3 maddesi) hallerinde sanık hakkında cezaya hükmolunmayacaktır.
    Amaç suça elverişli vahim nitelikte sayılan eylemler gerçekleştirilmeden yakalanan, örgüt kuran, yöneten, örgüte üye olan, üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek isteyerek yardım edenlerin örgütün yapısı ve faaliyetleri hakkında bilgi vermesi halinde ise cezadan indirim yapılacaktır (TCK"nın 221/4 maddesinin ikinci cümlesi).
    Kanun vazının, etkin pişmanlığı şahsi cezasızlık sebebi olarak kabul ettiği durumlarda, örgütten ayrılma veya güvenlik güçlerine teslim olma bakımından "gönüllülük" esasını benimsediği görülmektedir. Gönüllülük, Türk Dil Kurumu sözlüğünde; "bir iş yapmayı hiçbir yükümlülüğü yokken üstlenen" olarak tanımlanmıştır.
    Örgütten ayrılma bağlamında gönüllülük, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde kalması imkanını ortadan kaldıran veya zorlaştıran bir dış etken bulunmaksızın kendi hür iradesiyle gönüllü olarak örgütten ayrılmasıdır (Ersan Şen - H. Sefa Eryıldız, Suç Örgütü 2018 baskı syf. 346).
    Güvenlik güçlerine teslim olma bakımından gönüllülük kavramına gelince;
    Pişmanlık ve gönüllülük failin psikolojik dünyasıyla alakalı ve son derece soyut kavramlar olması nedeniyle sanığın "gerçek ve samimi" bir pişmanlık duyup duymadığı veya gönüllü olup olmadığının tespiti fevkalade zordur. Suç sonrasındaki tutum ve davranışların belli ölçüde cezadan kurtulma düşüncesine dayanması son derece insani bir durumdur (Baba, Türk Ceza Hukukunda Etkin Pişmanlık 2013 baskı syf 98). Bu nedenle aslında saptanmaya çalışılacak olan, failin salt cezadan kurtulma saikiyle değil filin yarattığı haksızlığı gidererek legaliteye dönme düşüncesiyle hareket edip etmediği hususudur ki bu da ancak kişinin dış dünyaya yansıyan davranışlarıyla belirlenebilir.
    Yakalamanın yasal koşulları oluştuğunda hakkında usulüne uygun olarak düzenlenmiş yakalama müzekkeresine istinaden yakalanan ya da kanunda öngörülen

    şartlar gerçekleştiği için yakalama müzekkeresi olmaksızın yakalanan faillerin etkin pişmanlıkta bulunmaları halinde, diğer şartlar da gerçekleşirse cezada indirim uygulanması gerekecektir. Bu durumda bir gönüllü teslimden bahsetme imkanı olmadığı açıktır.
    Suç işleyen ya da suç şüphesi ile takip edilen/soruşturulan kişilerin belli ölçüde yakalanma korkusu taşıyacağının doğal bir durum olduğu da gözetildiğinde, kural olarak gıyabında düzenlenmiş yakalama emri bulunsa da kendiliğinden/gönüllü olarak teslim olup örgütün yapısı ve faaliyetleri hakkında bilgi vermesi halinde gönüllü olarak teslim olduğunun kabulü gerekecektir. Ancak örgütsel faaliyetlere devam ederken hakkında soruşturma açıldığını ve yakalama müzekkeresi düzenlendiğini bilmesine rağmen bu soruşturmayı sonuçsuz kılmak için kaçan failin makul olmayan bir zaman sonra gelip teslim olmasının gönüllü teslim olarak kabul edilmesine de yasal olanak bulunmamaktadır.
    Bu kapsamda, sanık savunması ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında;
    Hakkında örgüt üyeliğinden soruşturma başlatıldığını öğrenen sanığın, yakalama şartları oluşmadan kendi rızasıyla kolluk birimlerine teslim olup etkin pişmanlık kapsamında ifade verdiğinin anlaşılması karşısında, söz konusu olayda gönüllü teslim olma şartlarının oluştuğunun kabul edilmesinin gerektiği, bu anlamda sohbetlere katılma, sohbet verme ve ByLock yükleme gibi örgütsel faaliyetleri ile ilgili bilgi verip diğer örgüt mensupları hakkında teşhis işleminde bulunan, örgütte kaldığı süre ve konumuna uygun bilgiler vermek suretiyle suçun aydınlatılmasına katkıda bulunan, samimi şekilde pişmanlık duyan sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 221/4-1. cümlesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükmünün uygulanması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
    b-)Sanığın yakalanması, daha sonrasında serbest bırakılması karşısında; temadi eden suçlarda suç tarihinin, hukuki kesintinin gerçekleştiği iddianamenin düzenleme tarihi olan "03.05.2017" tarihi yerine Bölge Adliye Mahkemesi gerekçeli karar başlığında "28.09.2016", İlk Derece Mahkemesi gerekçeli karar başlığında ise "15.07.2016" olarak gösterilmesi,
    c-)Sanık hakkında belirlenen temel cezanın, suçun niteliği gereği artırılırken artırım oranı doğru yapıldığı halde uygulama maddesinin 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi yerine 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi olarak gösterilmesi suretiyle CMK"nın 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,
    2-)... ve ... yönünden;
    Mahkemenin gerekçeli kararında, 2013 yılı öncesi ve sonrasında birkaç kez sohbet toplantılarına katılan sanıkların, örgütün hiyerarşik gücü emri altına girmedikleri, kendilerinin örgüte kazandırılmaya çalışılan kişiler olduklarını kabul etmişse de; sanıkların asker şahıs olup FETÖ"nün en önem verdiği askeri mahrem yapılanması içerisinde görev aldıklarının anlaşılması karşısında, ayrıntıları Dairemizin 06.11.2019 tarih ve 2019/1582 Esas, 2019/6838 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere; "FETÖ/PDY örgütünün askeri mahrem yapılanma içerisinde yatay bir genişlemeye gitmediği, diğer alanlarda olduğu kendi örgütüne mensup olmayan askeri

    personeli kazanmaya çalışmadığı, ayrıca örgütten ayrılmak isteyen askeri personele de ilk önce ÜMİTÇİ diye tabir edilen kişiler aracılığıyla ulaşılmaya çalışıldığı, buna rağmen örgüte geri kazandırılamaz ise örgüt tarafından "şefkat tokadı" olarak tabir edilen bir takım müeyyidelere tabi tutulduğu" gözetildiğinde;
    Öncelikle örgüt içerisinde bir dönem "ümitçi" olarak görev yaptıklarını beyan eden tanıklar ... ve ..."ın tekrar tanık sıfatıyla dinlenmeleri sağlanarak, sanıkların örgütten kesin olarak ayrılıp ayrılmadıkları, ayrılmış iseler bu kapsamda sanıklar hakkında örgüt içi yaptırım uygulanıp uygulanmadığının saptanması, ayrıca asker olan sanıkların görev yaptıkları yerler belirlenerek ilgili adli makamlardan sanıklar hakkında sabit hat/ankesörlü hatlardan ardışık veya periyodik olarak aramalarının olup olmadığının sorulması, bulunması halinde ilgili belgelerin dosya içerisine getirtilmesi, yine sanıklar hakkında UYAP"ta bulunan örgütlü suçlar bilgi havuzunda araştırma yapılarak herhangi bir beyan bulunup bulunmadığı araştırılıp, var ise beyanların aslı veya onaylı suretlerinin temin edilmesi, sanık ... yönünden hükümden sonra dosya içerisine gönderilen Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığının 26.03.2020 tarihli mükerrerlik nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karara ek olan sabit/ankesör hat ile arandığına ilişkin analiz raporu ile sanığa ait dijital materyallere ilişkin inceleme raporunun; ... yönünden ise hükümden sonra dosya içerisine gönderilen ... ve Mehmet Kalkuz"un dosya sanığıyla ilgili etkin pişmalık ifadeleri ile sanığa ait dijital materyallere ilişkin inceleme raporunun CMK’nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanıklar ve müdafiilerine okunarak, gerektiğinde bu kişilerin de duruşmada usulüne uygun olarak tanık sıfatıyla dinlenilmelerinden sonra sanıkların örgütten ayrılıp ayrılmadıkları hususunun hukuki şüpheye yer açmayacak şekilde belirlenip haklarında bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve hatalı değerlendirme sonucunda oluşa uygun ve hukuki olmayan yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde beraatlerine karar verilmesi,
    Kanuna aykırı olup, sanıklar müdafileri ve Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan bu sebeplerden dolayı hükmün BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Erzurum 3. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 26.04.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi