22. Hukuk Dairesi 2018/1168 E. , 2018/5629 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin Köy Hizmetleri Müdürlüğünde işe başladığı tarihten itibaren Türkiye Yol-İş Sendikasına üye olduğunu, Köy Hizmetleri Müdürlüğünde işe başladığı tarihten kadrolu işçi statüsüne geçirildiği 2001 yılına kadar geçici işçi statüsünde çalıştırıldığını, 2001 yılında aynı yerde daimi işçi statüsüne geçirildiğini, ancak daimi işçi statüsüne alındığında geçici işçilikte geçen sürelerinin kıdem hesabında dikkate alınmadığını, derece ve kademesinin hatalı belirlendiğini, Köy Hizmetleri Müdürlüğünün lağvedilmesi ile tüm hak ve alacakları ile beraber İl Özel İdaresine devredildiğini, daimi kadroya geçirilirken işe başladığı tarihten itibaren tüm kıdem süresinin nazara alınması gerektiğini, ödenmemiş işçilik alacaklarının bulunduğunu ve ayrıca ilave tediye alacaklarından haksız yere prim kesintisi de yapıldığını ileri sürerek, ücret, ikramiye, ilave tediye, ağır hizmet, tehlike, sorumluluk primi ile seyyar görev tazminatı alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı ... İl Özel İdaresi, davacının protokol hükümleri doğrultusunda 2001 yılında daimi işçi kadrosuna atandığını, derece, kademe ve ücret miktarının doğru belirlendiğini, dava konusu alacak taleplerinin haksız olduğunu ve zamanaşımına uğradığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... İl Özel İdaresi’nin tüzel kişiliğinin sona ermesi üzerine, bozma ilamından sonra devam edilen yargılamada, davaya davalı sıfatıyla dahil edilen Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü vekili, davacının İl Özel İdaresi’nin kapatılması üzerine ...’ne devredildiğini, bir müddet sonra ise norm kadro fazlası olarak müvekkili idareye naklinin yapıldığını, müvekkilinin dava konusu alacaklardan sorumlu olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, Dairemizin 05/05/2015 tarihli bozma ilamına uyma kararı verilerek, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Taraflar arasında öncelikle çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, Ankara İl Özel İdaresi’nin kapatılarak tüzel kişiliğinin sona ermesi üzerine davanın hangi kuruma yöneltilmesi gerektiği ve taraf teşkili noktalarındadır.
Somut uyuşmazlıkta, davalı ... İl Özel İdaresi’nin kapatılarak tüzel kişiliğinin sona ermesinden sonra, davacının ...’ne devredildiği, bir müddet sonra ise, 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve YirmiYedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un geçici 1. maddesinin “9” numaralı alt bendine göre, norm kadro ve ihtiyaç fazlalığı sebebiyle Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’ne nakledildiği anlaşılmaktadır. 6360 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesinin “9/d” numaralı alt bendinde “Bu fıkra kapsamında nakledilen personel bakımından nakil tarihinden önce doğmuş ve nakil tarihinde ödenmesi gereken borçlardan nakledilen kurum sorumlu tutulamaz. Kıdem tazminatına ilişkin hükümler saklıdır.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Bozma ilamından sonra devam edilen yargılamada, Ankara İl Özel İdaresi’nin kapatılması sebebiyle, dava, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’ne yöneltilmiş ise de, 6360 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesinin “9/d” numaralı alt bendi uyarınca, dava konusu dönem alacak taleplerinden Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün sorumluluğu yoktur. Eldeki davanın ...’ne yöneltilmesi gereklidir. Mahkemece, gerekçeli karar başlığında, ... davalı taraf olarak yazılmış ve karar içeriğinde söz konusu belediyeye tebligatın yapıldığı belirtilmiş ise de; davacı tarafça, davanın ...’ne yöneltilmediği açıktır. Ayrıca yargılama esnasında da belediyenin davadan haberdar edildiğine ilişkin bir tebliğ evrakı dosya içeriğinde bulunmamaktadır. Bu halde, öncelikle, davacı vekiline, kapanan İl Özel İdaresi yerine davayı ...’ne yöneltmesi için uygun bir süre verilmeli ve usulünce taraf teşkili sağlanmalıdır.
Diğer taraftan, mahkemece uyulmasına karar verilen Dairemizin bozma ilamında, protokol hükümlerine işaret edilerek davanın esastan reddine karar verilmesi gerektiği açıklanmış ise de; eldeki davayla benzer mahiyetteki uyuşmazlık hakkında, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 11/11/2015 tarihli ve .... esas, .... karar sayılı kararında, geçici işçilikte geçen sürelerin daimi kadroya geçişte kademe ve derece intibakında dikkate alınması gerektiği kabul edilmiştir. Dairemizce emsal dava dosyalarında, uygulama birliği, hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik ilkeleri nazara alınarak, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun bahsi geçen kararı benimsenmiştir. Bu halde, eldeki davaya ilişkin Dairemiz bozma ilamının maddi hataya dayalı olduğu kabul edilmelidir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 04/02/1959 tarihli ve .... esas, .... karar ile 09/05/1960 tarihli ve .... esas, .... karar sayılı kararlarında belirtildiği üzere, Yargıtay’ca maddi hata sonucu verilen bir karara mahkemece uyulmasına karar verilmesi halinde dahi usulü kazanılmış hak oluşmaz ve Yargıtay’ın hatalı bozma kararından dönülmesi mümkündür.
Yukarıda açıklanan sebeplerle, öncelikle davacı vekiline, kapanan İl Özel İdaresi yerine davayı ...’ne yöneltmesi için uygun bir süre verilmeli ve usulünce taraf teşkili sağlanmalıdır. Esas yönündeki uyuşmazlığın çözümünde ise, geçici işçilikte geçen sürelerin daimi kadroya geçişte kademe ve derece intibakında dikkate alınması gerektiği hakkındaki Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 11/11/2015 tarihli ve .... esas, .... karar sayılı kararı dikkate alınarak dava konusu talepler değerlendirilmelidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.