21. Hukuk Dairesi 2016/4249 E. , 2017/6083 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacının 2008 Eylül ayı ile 2012 Eylül ayı arasında davalı işverene ait işyerinde geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının 15.09.2008-30.07.2012 tarihleri arasında davalıya ait 1017893 sicil numaralı işyerinde 1395 gün süre ile SSK lı olarak asgari ücret karşılığı çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının, ihtilaflı dönemde davalı işyerinden bildirilen hizmeti bulunmadığı,davalı işyerinin 11.06.2012 tarihinde kanun kapsamına alındığı,2012/6. ay dışında dönem bordrolarının bulunmadığı,davacının askerlik durumunun araştırılmadığı,mahkemece dinlenen tek bordro tanığının davacının haftada 2-3 kez gelerek çalıştığını beyan ettiği,bir kısım tanıklarının davacının talep edilen dönemde aralıksız çalıştığını beyan etmesine rağmen,bir kısım tanıkların da davacının haftada bir kaç gün geldiği yönünde beyanda bulunduğu,buna göre davacının tam süreli mi yoksa haftada 2-3 gün gelerek mi çalıştığı konusunda tanık beyanları arasında çelişkinin giderilmediği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye ve muhtarlık marifetiyle davalıya ait işyerine komşu işyerlerini tespit edip bu işyerlerinin uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı çalışanları, yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak,yapılan işin niteliğine göre davacının çalışmasının tam süreli mi kısmi süreli mi olduğunu araştırmak, davacının askerlik hizmetini yapıp yapmadığını,sevk ve terhis tarihlerini ilgili askerlik şubesinden sormak ve yukarıda yer alan açıklamalar doğrultusunda gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden Serdar Bülbül"e iadesine
11.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.