17. Hukuk Dairesi 2017/5018 E. , 2018/1356 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılmamış sayılmasına dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili nezdinde kara nakil vasıtaları sigorta poliçesi ile sigortalı aracın neden olduğu zarar nedeniyle müvekkili aleyhine takip yapıldığını, ancak müvekkilinin borcu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren üç aylık süre içinde yenilenmemiş olması gerekçesiyle açılmamış sayılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiş, Dairenin 01.03.2012 tarih 2011/2786 E. 2012/2467 K. sayılı ilamı ile, kararın bozulmasına karar verilmiş, yerel mahkemece bozmaya uygun yapılan yargılama sonucunda; davacı vekilinin mazeretinin bulunmaması nedeni ile davasının 6100 sayılı HMK.nın 320/4. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına, karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, ilamsız icra takibine konu edilen borçla ilgili menfi tespit davası olup Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu yürürlükte iken açılmıştır.Bozma öncesindeki yargılama aşamasında, dava 10.12.2009 ve 16.9.2010 tarihlerinde iki kez takipsiz bırakılma sonucunda işlemden kaldırılmış olup, üç ay içinde yenilenmemiş olması nedeniyle mahkemece verilen açılmamış sayılma kararı Dairenin 01.03.2012 tarih 2011/2786 E. 2012/2467 K. sayılı ilamı ile; davacı vekili tarafından 17.6.2010 tarihli celse için mazeret beyanında bulunulmuş olduğu, mahkemece, mazeret beyanının kabulü ile duruşma gününün tebliğine karar verildiği, son celsede davacı vekili katılmadığı için davanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olduğu, duruşma tutanağında davacı vekiline duruşma gününün tebliğ edildiğinin belirtilmediği gibi tebligatın da dosyada yer almadığı, duruşma günü bildirilmediği halde davanın işlemden kaldırılmasının HUMK"nun 409.maddesine aykırı olduğu, ayrıca davacı vekilinin davanın işlemden kaldırıldığı 16.09.2010 tarihli son celseden sonra süresi içinde 5.10.2010 havale tarihli dilekçe ile süresi içinde yenileme talebinde de bulunduğu, gerekçeleri ile bozulmuştur. Bu durumda bozma öncesindeki yargılama aşamasında 16.09.2010 tarihli işlemden kaldırılma kararının usule uygun olmadığı ve davanın 10.12.2009 tarihinde bir kez takipsiz bırakılmış olduğunun kabulü gerektiği açıktır.
Bozma sonrası yapılan yargılamada ise, mahkemece, davacı vekilinin 13.4.2017 tarihli celseye mazeret bildirmediği halde katılmamış olması nedeniyle 6100 sayılı HMK"nın 150/6. ve 320/4. maddeleri gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.Uyuşmazlık, davada 6100 sayılı HMK hükümlerinin mi, yoksa 1086 sayılı HUMK hükümlerinin mi uygulanacağı noktasındadır.6100 sayılı HMK"nun zaman bakımından uygulanma başlıklı 448. maddesi "Bu kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanır" hükmünü içermektedir. Buna göre somut olayda 1086 sayılı HUMK"un yürürlükte olduğu dönemde Yasanın 409/1 bendi bakımından tamamlanmış bir işlem sözkonusu olduğundan 6100 sayılı Yasanın uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Öte yandan dosyanın ilk defa işlemden kaldırılmasına karar verildiği tarih olan 10.12.2009 tarihinde yürürlükte olan 1086 sayılı HUMK"nun 409. maddesine göre, davacının, dosyayı bir defadan fazla takipsiz bırakması halinde açılmamış sayılmasına karar verileceği konusunda kazanılmış hakkı bulunduğu, her ne kadar usul hükümlerinin derhal uygulanırlığı söz konusu ise de; hukuka güven ilkesinin bir sonucu olarak davacının ilk yenilemeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamayacağı kuralının, HMK"nın yürürlük tarihi olan 01.10.2011 tarihinden önce bir kez işlemden kaldırılmasına karar verilen dosyalar için 6100 sayılı HMK"nun yürürlük döneminde de uygulanması gerektiğinin kabulü gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 2012/17-1629 Esas ve 2012/21-1698 Karar; 2012/21-1698 Esas 2013/779 Karar sayılı kararları da bu yöndedir.1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 409. maddesi; “Oturuma çağrılmış olan tarafların hiçbiri gelmediği veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dava yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.Oturum gününün belli edilmesi için tarafların başvurması gereken hallerde, gün tespit ettirilmemiş ise, son işlem tarihinden başlayarak bir ay geçmekle birinci fıkra hükmü uygulanır.Yukarıdaki fıkralar hükmü gereğince dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurması üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi, oturum, gün, saat ve yerini bildiren çağrı kâğıdı ile birlikte taraflara tebliğ olunur.Dava dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenilenirse yeniden harç alınır. Bu harç yenileyen tarafından ödenir ve karşı tarafa yüklenemez. Bu şekilde harç verilerek yenilenen dava, yeni bir dava sayılmaz.İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar açılmamış sayılır ve mahkemece bu hususta kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.Birinci ve ikinci fıkralar gereğince işlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilenmeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi halde beşinci fıkra hükmü uygulanır” hükmünü içermektedir.Yukarıda açıklanan nedenlerle, 01.10.2011 tarihinden önce 10.12.2009 tarihinde işlemden kaldırılmasına karar verilen dava bakımından, henüz 6100 Sayılı Yasa yürürlükte olmadığından, yazılı şekilde karar verilmesinin mümkün olmadığı, 13.04.2017 tarihli celsede gelmeyen davacı hakkında dosyayı işlemden kaldırmak ve şayet davacı vekili tarafından gerekli usuli işlemler gerçekleştirilirse yargılamaya devam edilmek gerekirken, henüz koşulları oluşmadığı halde, 6100 sayılı HMK"nın 320/4. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, bozma nedeni yapılmıştır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 27/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.