Esas No: 2006/1717
Karar No: 2006/1963
Karar Tarihi: 15.6.2006
Eksik Araştırma - Kadastro Tespitinde Keşif - Zilyetlik - Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2006/1717 Esas 2006/1963 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2006/1717 E., 2006/1963 K.
7. Hukuk Dairesi 2006/1717 E., 2006/1963 K.
- EKSİK ARAŞTIRMA
- KADASTRO TESPİTİNDE KEŞİF
- ZİLYETLİK
- 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 20 ]
"İçtihat Metni"
Kadastro tespitine dayalı olarak oluşan tapu kaydının iptali istemiyle açılan davada mahkemece verilen kararın Yargıtay"ca incelenmesi dahili davalı hazine tarafından istenilmekle temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı Dosya incelendi. Dosyadaki belgeler okundu. Tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi.
Gereği görüşüldü;
İddia ve savunmaya, mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre dava niteliği ve içeriği itibariyle dava dışı 928 parsel sayılı taşınmazın kadastro tesbitine dayanak yapılan tapu kaydının yüzölçümünün düzeltilmesine ilişkindir. Kural olarak bu nitelikteki davalarda taşınmazın çevresini oluşturan komşu taşınmazların tümünün malik yada maliklerinin davada taraf olmaları zorunludur. öte yandan kural olarak öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan yerleşik görüşlere göre davada yöntemine uygun biçimde taraf koşulunun oluşturulmamış olması başlı başına bozma nedenidir. Saptanan bu olguların ışığı altında somut olaya bakıldığında;
Davanın genel mahkemede görüldüğü dikkate alındığında öncelikle sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için dava dışı 928 parsel sayılı taşınmazın sınırlarını oluşturan komşu taşınmazların tümünün kadastro tesbitlerinin kesinleşip kesinleşmediğinin duraksamasız belirlenmesi zorunludur.
Gerçekten dosya içeriğine ve uzman bilirkişi tarafından düzenlenen harita kapsamına göre dava dışı 928 parsel sayılı taşınmazın sınırlarını oluşturan tüm komşu taşınmazların 368, 369, 977, 946, 944, 932, 931, 927 ve 924 parsel sayılı taşınmazlar olduğu dosya içeriği ve az yukarıda vurgulandığı gibi uzman bilirkişi tarafından düzenlenen harita ile belirlenmiştir.
Öncelikle dava dışı 928 parsel sayılı taşınmaza komşu olduğu az yukarıda belirtilen taşınmazların kadastro tesbitlerinin kesinleşip kesinleşmediği, kesinleşmiş ise hangi günde kesinleştiğinin duraksamasız saptanması, sözü edilen taşınmazların kadastro tesbitlerinin kesinleştiği gün ile genel mahkemeye bu davanın açıldığı gün arasında davanın dayanağını oluşturan 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesi hükmünde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçip geçmediği belirlenmeli, sözü edilen sürenin niteliği itibariyle kamu düzenine ilişkin olup, istek olmasa bile yargılamanın her aşamasında mahkemece resen dikkate alınması gerektiği düşünülmeli, dava dışı 928 parsel sayılı taşınmaza sınırda komşu taşınmazların kadastro tesbitlerinin kesinleştiği gün ile davanın açıldığı gün arasında 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği saptandığı takdirde komşu o taşınmaz yada taşınmazlara yöneltilen davanın hak düşürücü süre nedeni ile reddine karar verileceği düşünülmelidir.
Nevarki, mahkemece bu doğrultuda gereği gibi herhangi bir araştırma ve soruşturma yapılmamıştır.
Öte yandan dava dışı 928 parsel sayılı taşınmaza komşu dava konusu 946 parsel sayılı taşınmazın tapu kayıt malikleri R...... ve A........ ile dava konusu 368 parsel sayılı taşınmazın tapu kayıt maliklerinden Z......, N....., N.... ve N...... ile H...... ve F......"nın davada yöntemine uygun biçimde taraf olmadıkları az yukarıda adları geçen tapu kayıt malikleri Z....... ve paydaşları adına çıkarılan davetiyelerin ise 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Nizamnamesi uyarınca yöntemine uygun şekilde ilgililere tebliğ edilmeksizin geri çevrildiği göz önüne alınarak dava konusu 946 parsel sayılı taşınmazın tapu kayıt malikleri R..... ve A....... ile dava konusu 368 parsel sayılı taşınmazın tapu kayıt malikleri Z...... ve paydaşlarının tebliğe elverişli adresleri zabıta aracılığı ile sağlıklı biçimde belirlenerek adı geçenlere dava dilekçesi ve duruşma günü yöntemine uygun şekilde tebliğ edilmeli, adı geçenler yargılamaya geldiklerinde öncelikle kendilerinden davaya karşı diyecekleri delilleri ayrı ayrı sorulup saptanmalı, gösterecekleri deliller toplanmalı, bundan sonra saptanan dava niteliği dikkate alınarak dava dışı 928 parsel sayılı taşınmazın kadastro tesbitine dayanak yapılan tapu kaydı 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20. maddesi hükmü uyarınca yöntemine uygun şekilde yerine uygulanmalıdır
Nevarki, mahkemece bu doğrultuda herhangi bir araştırma ve soruşturma yapılmadığı gibi uyuşmazlığın niteliğine uygun düşmeyecek biçimde keşif ve uygulama yapılarak yanlar arasındaki uyuşmazlığın zilyetlik hükümlerine göre çözümlendiği anlaşılmaktadır. O halde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için öncelikle davacı tarafın tutunduğu dava dışı 928 parsel sayılı taşınmazın kadastro tesbitine dayanak yapılan Haziran 1950 tarih 76 sayılı ve Aralık 1956 tarih 114 sayılı tapu kayıtları ilk oluştuğu günden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü ve Tapu Sicil Müdürlüğünden ayrı ayrı getirtilmeli, bundan sonra tapu kayıtlarına dayanan davacı tarafın kayıt maliki yada malikleri ile akdi, irsi ilişkisi sorulup saptanmalı, bu nedenle kayıt maliki yada maliklerinin tüm mirasçılarını gösterecek şekilde onaylı nüfus aile kayıt örnekleri, ilgili Nüfus Müdürlüğünden getirtilmeli, yada bu konuda istihsal edilmiş veraset belgesi varsa ibraz ettirilmeli, bu yolla irsi ilişki sağlıklı biçimde duraksamasız belirlenmeli, akdi ilişkiye dayanıldığı takdirde ilgiliden bu konudaki delilleri sorulup saptanmalı, göstereceği deliller toplanmalı yada bu konuya ilişkin yazılı kayıt ve belgeleri varsa ibraz ettirilmeli, kayda dayanan tarafın tapu kayıt maliki yada malikleri ile akdi yada irsi ilişkisi saptandığı takdirde dayanılan tapu kayıtlarının dava dışı başka taşınmaz yada taşınmazlara revizyon görüp görmediği, Tapu Sicil Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup saptanmalı, revizyon görmüş ise dava konusu taşınmazla birlikte revizyon gördüğü dava dışı taşınmazları ve bu taşınmazlara dıştan komşu taşınmazları da bir arada gösterecek şekilde geniş kapsamlı birleşik harita Kadastro Müdürlüğünden getirtilmeli, bundan sonra dıştan komşu taşınmazların tespit tutanakları ve varsa dayanakları kayıtlar davalı iseler dava dosyaları getirtilmeli, dayanılan tapu kayıtlarının dava dışı başka taşınmazlara revizyon gördüğü ve davalı olduğu saptandığı takdirde usulün 45 ve onu izleyen maddeleri hükmü uyarınca dava dosyalarının birleştirilip birleştirilmeyeceği yönü üzerinde durulmalı, vurgulanan bu olgunun dava ekonomisi ve tapu kayıtlarının kapsamının sağlıklı biçimde belirlenebilmesi için zorunlu olduğu özellikle dikkate alınmalı, daha sonra yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, yerel ve uzman bilirkişi, tutanak bilirkişilerinin tümü, tarafların aynı yöntemle göstereceği tanıklar hazır olduğu halde taşınmazlar başında yeniden keşif yapılmalı, 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 20.maddesi hükmü uyarınca dayanılan tapu kayıtları yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi eliyle ayrı ayrı yerine uygulanmalı, uygulamada tapu kayıtlarının revizyon gördüğü dava dışı taşınmazlar özellikle gözönünde tutulmalı, tapu kayıtlarında tarif edilen sınır yerlerinden yerel bilirkişice bilinemeyen sınır yerleri bulunduğu takdirde bu konuda taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı, uzman bilirkişiye tapu kayıtlarında tarif edilen sınır yerleri düzenleyeceği haritada ayrı ayrı işaret ettirilmeli, uygulamaya ilişkin yerel bilirkişi ve tanık sözleri, dıştan komşu taşınmazların tespit tutanağı içeriği ve dayanakları kayıtlarla denetlenmeli, bu yolla dava konusu taşınmazların dayanılan tapu kayıtlarının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamasız saptanmalı, dava konusu taşınmazların tümü yada bir bölümü dayanılan kaydın kapsamı dışında kaldığı saptandığı takdirde kayıt kapsamı dışında kalan taşınmaz yada taşınmaz bölümlerinin davalıların tutunduğu tapu kayıtlarının kapsamında kalıp kalmadığı incelenip irdelenmeli, taraf tapularının iç içe girmesi bir başka deyişle örtüşmesi halinde önceki günlü doğru temele dayanan hukuksal değerini yitirmeyen kayda değer verileceği düşünülmeli, daha sonra dava konusu taşınmazların tarafların tutunduğu tapu kayıtlarının kapsamı dışında kalan bölüm yada bölümleri yönünden yeterli biçimde zilyetlik araştırması yapılmalı, bu konuda zilyetliğin başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçimi hakkında yerel bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı bilgi alınmalı, tespit tutanağı bilirkişilerinin beyanları ile yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında aykırılık bulunduğu takdirde tespit tutanağı bilirkişileri de taşınmazlar başında ayrı ayrı dinlenerek, çelişki giderilmeli, uzman bilirkişiden keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye imkan verecek şekilde ayrıntılı, gerekçeli rapor alınmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir.
Mahkemece böylesine bir araştırma ve soruşturma yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, dahili davalı hazinenin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA- 15.6.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.