21. Hukuk Dairesi 2016/2084 E. , 2017/6073 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kanuni geciktirici nedenlerle temyiz edenin sıfatına, temyiz kapsam ve nedenlerine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, maddi tazminat istemin reddine, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan 2015 yılı AAÜT’nin 10. maddesinde, manevi tazminat davalarında avukatlık ücretinin, hüküm altına alınan miktar üzerinden nispi olarak hesaplanacağı, davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına nispi vekalet ücretinin, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemeyeceği, manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda ise; manevi tazminat açısından vekalet ücretinin ayrı bir kalem olarak hükmedilmesi gerektiği, 13. maddesinde ise tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücretinin, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirleneceği, ancak hükmedilen ücretin kabul veya reddedilen miktarı geçemeyeceği düzenlenmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenler somut olayda, yerel mahkemece davalı taraf lehine tek vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olmuştur.
O halde, davalının bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmelidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, HMK"nın geçici 3. maddesi delaletiyle HUMK’nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Hüküm fıkrasının davalı yararına vekalet ücretinin kararlaştırıldığı 6. bendinin tamamen silinerek yerine;
“6- a)A.A.Ü.T. gereğince, davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, reddedilen maddi tazminat istemi açısından 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
...A.Ü.T. gereğince, davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, kısmen reddedilen manevi tazminat istemi açısından 1.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına, hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 11/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.