17. Hukuk Dairesi 2015/8878 E. , 2018/1348 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R-
Davacı vekili, davacı ... şirketi nezdinde sigortalı olan dava dışı ... Yapı Malz. San. ve Tic. Ltd. Şti"nin faaliyet gösterdiği ve ... Organize Sanayi Bölgesinde bulunan fabrikada, 23.06.2010 tarihinde fabrika yanında bulunan derenin taşkın yapması sonucu yükselen suların, mazgal yetersizliği sebebiyle fabrika içine sirayet etmesi neticesinde hasar meydana geldiği ve fabrika içerisinde bulunan muhtelif emtiaların zarar gördüğü, müvekkili sigorta şirketi nezdinde 18.08.2009 - 18.08-2010 vadeli Klasik Yangın, Cam Kırılması, Hırsızlık Sigorta Poliçesi ile, sigortalı ... Yapı Malz. San. ve Tic. Ltd. Şti"ne dava konusu hasarlanma (hasarlı emtia, su tahliye temizleme vb) olayı ile ilgili olarak 02.08.2010 tarihinde poliçe limiti dâhilinde 129.567,61 TL hasar tazminatı ödediğini, hasarın mazgalların yetersizliği sebebiyle suların fabrikaya sirayet etmesi neticesinde husule geldiğinden davalı Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü"nün, ... Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanunun 25. maddesi; “Yağmur Sularının Uzaklaştırılması ile ilgili tesislerin yapılması veya bu tip tesislerin işletilmesi, gerekli harcamalar ilgili belediyelerce karşılanmak şartıyla İ... tarafından yerine getirilir" hükmü gereğince davalı..."nin de sorumluluğunu yerine getirmemiş olduğundan hasardan sorumlu olduğunu, dava dışı sigortalıya hasar tazminatı olarak ödenen 129.567,61 TL"nin yukarıda açıklanan sorumlulukları sebebiyle davalılardan tahsili amacıyla, 1 nolu davalı aleyhinde ... İcra Müdürlüğünün 2011/212 E. Sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini ancak davalının borca itiraz ettiğini, bu nedenlerle 129.567,61 TL"nin ödeme tarihi olan 02.08.2010 tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekilleri; davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının, dava dışı kendi sigortalısı ile sigorta sözleşmesinin düzenlenmesi aşamasında gerçekleşmesi muhtemel risk yönünden sigortalısının müsteciri bulunduğu fabrikanın dere yatağına ve dolayısıyla da olağan dışı yağışlarda sel felaketine maruz kalma riski yüksek bölgede bulunduğunu dikkate alması gerektiği; ayrıca, dava dışı sigortalının da müsteciri bulunduğu fabrikada belirtilen muhtemel riski dikkate alarak özellikle bodrum katlarda depo olarak kullanılan alanlarda, sel suyunun sirayeti ve suyun belli bir yüksekliğe ulaşması halinde depolanan eşyanın zarar görme ihtimalini bertaraf etmek için "nizami raf sistemi kurarak zeminde eşya bırakmaması; sel suyunun depoda 1 metreye kadar biriken/yükselen dahili sudan etkilenmesinin önüne geçebilecek bir önlem olduğu; harici su baskınlarında bu önlemlerin alınmadığı; bu kapsamda, T.C Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü"nün 16/08/2011 havale tarihli cevabi yazısı ekindeki "Olağanüstü Olay (Fevk) raporunda" derdest dava konusu rizikonun hangi meteorolojik şartlarda meydana geldiği ve olağan dışı bu şartların ne tür bir etki yarattığının bildirildiği; somut olayda, davacı sigortacının sigortalısına karşı derdest davada tartışılan hasar bedelini ödeme yükümlülüğü doğmuş ise de; dava dosyasında bulunan "Olağanüstü Olay (Fevk) Raporunda" da açıklandığı üzere, somut olayda; dava konusu maddi hasarı oluşturan olay, davalıların önceden alabilecekleri her türlü tedbirlere rağmen meydana gelmesini engelleyemeyeceği türde ve ağırlıkta olan, hariçten gelen, olağanüstü ve devamlı olanın dışında gerçekleşen çok şiddetli yağışın sebep olduğu sel felaketinden kaynaklandığından ve bu tür olaylarda davacının sigortalısı, yönetmeliklere uymayan bir fiili ya da yönetmeliklere göre yapması gerektiği halde yapmadığı bir eylemi bulunmayan, dolayısıyla da "zarar sorumlusu olmayan" davalılara, uğradığı zarar yüzünden rücu edemeyeceği (ve bu durumda da selefin rücu hakkı yoksa halefin de olmayacağı); bu nedenlerle, davacı tarafından davalı aleyhine açılan işbu davanın sübut bulmadığından reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle çelişkilerin giderildiği 22.05.2013 tarihli beş kişilik bilirkişi heyeti raporunun hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.
2-Davalılar hakkındaki red sebebi aynı olduğundan, davalılar yararına tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmayıp bozma sebebi ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, hükmün 6100 sayılı HMK"nın geçici 3/II. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nın 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının (3) nolu bendinde yer alan “ayrı ayrı” kelimelerinin silinerek tamamen hüküm fıkrasından çıkarılmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 26/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.