12. Ceza Dairesi 2018/4729 E. , 2019/5625 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : 5271 sayılı CMK"nın 223/2-e. maddesi uyarınca beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılanlar vekilleri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Katılan ... vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
“Mağdur” kavramı gibi kanunda açıkça tanımlanmamış olan “suçtan zarar görme” kavramının, gerek Ceza Genel Kurulu gerekse Özel Dairelerin yerleşmiş kararlarında, “suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hali” olarak anlaşılıp uygulandığı, buna bağlı olarak da dolaylı veya muhtemel zararların, davaya katılma hakkı vermeyeceğinin kabul edildiği, bu hususun, Ceza Genel Kurulunun 11/04/2000 gün ve 65-69, 22/10/2002 gün ve 234-366, 04/07/2006 gün ve 127-180, 03/05/2011 gün ve 155-80, 21/02/2012 gün ve 279-55, 15/04/2014 gün ve 599-190, 28/03/2017 gün ve 214-206 sayılı kararlarında, “dolaylı veya muhtemel zarar, davaya katılma hakkı vermez” şeklinde açıkça ifade edildiği ve Ceza Genel Kurulunun 25/03/2003 gün ve 41-54 sayılı kararında da “tazminat ödenmesi, itibar zedelenmesi ve güven kaybı” gibi dolaylı zararlara dayanarak kamu davasına katılmanın olanaklı olmadığının kabul edildiği anlaşılmakla;
17/08/2011 tarih ve 28028 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 648 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca, doğal sit alanlarında izinsiz gerçekleştirilen müdahaleler nedeniyle açılan davalara katılma hakkı Çevre ve Şehircilik Bakanlığına ait olduğundan, mahkemece katılan olarak kabul edilen Kültür ve Turizm Bakanlığının, sanık hakkında tesis edilen hükmü temyiz etme hak ve yetkisi bulunmaması karşısında, katılan ... vekilinin temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak REDDİNE,
2-Katılan ... Bakanlığı vekilinin temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin “2010” şeklinde eksik gösterilmesi, mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışlığı olarak kabul edilmiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, sanığın atılı suçu işlediğinin sübut bulduğuna ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Dosya içeriğine göre, sanık tarafından sanık müdafiine verilmiş bir vekaletname bulunmadığı ve sanığın dosyada vekaletnamesi bulunan müdafii ile temsil edilmesi durumunda vekalet ücretine hükmolunabileceği gözetilmeksizin, beraat eden sanık yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücreti tayini,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının (3) numaralı bendinin hükümden çıkarılması ve hükümdeki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 25/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.