Bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/30109 Esas 2020/12902 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık
HÜKÜM . : TCK"nun 158/1-f-son, 62/1, 52/2-4, 53/1 maddeleri uyarınca mahkumiyet

Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın, hakkında atılı suçlardan ek kovuşturmaya yer olmadığına karar verilen ..."dan bir miktar sıhhi tesisat malzemesi aldığı, borcuna karşılık..."ya suça konu çeki vermek istediğinde..."nın çeki istemediğini, yerine kendisine malzeme alıp vermesini söylemesi üzerine birlikte mağdur ..."a ait işyerine gittikleri, buradan malzeme alan sanığın malzemelere karşılık, suça konu çeki önce sanığın sonra da..."ın imzalayarak mağdura verdikleri, mağdur ..."in almış olduğu çekin, mağdur ..."un sahibi olduğu şirket hesabına ait çalıntı çek olduğunun belirlendiği, bu suretle sanığın dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;
Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, sanığın itirazı üzerine İstanbul 4.Ağır Ceza mahkemesi tarafından sanığın itirazının kabulü ile İstanbul 3.Ağır Ceza Mahkemesinin hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ortadan kaldırıldığı ancak mahkemesince kaldırma kararı sonrasında bir işlem yapılmadığı anlaşılmış ise de; mahal mahkemesince zamanaşımı süresi içerisinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasına ilişkin gereğinin ifası mümkün görülmüştür.
1-Oluşa göre;
Sanığın suç konusu çeki bilerek ve isteyerek kullandığına dair tüm aşamalardaki beyanının aksine cezalandırılmasına yeter bir delil elde edilememesi karşısında sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
2-Kabule göre de;
Mağdur ..."ın zararının soruşturma aşamasında giderildiği yönündeki beyanları karşısında sanık hakkında TCK’nın 168. maddesi uyarınca etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.