10. Hukuk Dairesi 2016/16913 E. , 2019/3839 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
KARAR
Dava, davalı tarafından kasten öldürülen sigortalının hak sahiplerine bağlanan ölüm aylığının 5510 sayılı Kanunun 39. maddesi gereğince tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davalının, kasten adam öldürme suçundan cezalandırılmasına yönelik ... Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2011/248 Esas ve 2012/59 Karar sayılı kararında; sanık (davalı) ..."ın suçu haksız tahrik altında işlediği kabul edilerek cezasından 5237 sayılı TCK’nun 29. maddesi uyarınca tahrik indirimi yapılmış, verilen karar Yargıtay 1. Ceza Dairesi kararı ile onanmak suretiyle kesinleşmiştir.
5237 sayılı Kanun"un 29"uncu maddesi haksız tahrik indirimini düzenlemiş olup; "haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmi dört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir." hükmünü içermektedir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 74. (818 sayılı Borçlar Kanunu 53.) maddesi hükmü gereğince, hukuk hakimi kesinleşen ceza mahkemesi kararındaki maddi olgu ile bağlıdır. Ceza Mahkemesi kendine has usuli olanakları nedeniyle hükme esas aldığı maddi olayların varlığını saptamada daha geniş yetkilere sahiptir. Bu nedenle, hukuk hakiminin, ceza hakiminin fiilin hukuka aykırılığını ve illiyet bağı saptayan maddi vakıa konusundaki kabulü ve ceza mahkemesinin kabul ettiği olayın gerçekleşme şekli diğer bir deyişle maddi vakıanın kabulü konusunda kesinleşmiş olan bir mahkumiyet veya maddi vakıa tespiti yapan beraat hükmüyle bağlı olacağı hem ilmi (Prof Dr. Kemal Gözler. "Res Judicata"nın Türkçesi Üzerine", Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 56. Sayı 2. 2007, s.45-61) hem de kökleşmiş kazai içtihatlarla benimsenmiş bulunmaktadır. Mahkemece; sigortalının haksız davranışı nedeniyle olaya sebebiyet verdiği, olayda sigortalının da kusurlu olduğu, bu hususun Türk Borçlar Kanununun 74. maddesi uyarınca hukuk hakimini de bağlar nitelikte kesinleşmiş maddi olgu halini aldığı, ceza davasındaki tahrik indirimi oranına göre, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50. ve 51. maddeleri uyarınca, rücu alacağından da indirim yapılması gereği gözetilmekle beraber, ceza davasında davalı hakkında uygulanan haksız tahrik hükümleri gereğince yapılan indirim göz önünde bulundurulduğunda, Mahkemece davalının sorumlu olduğu tazminat tutarında %55 haksız tahrik indirim oranının dikkate alınmadan hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu"nun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : 1-Hükmün gerekçesinin son paragrafında yer alan “Alınan Bilirkişi raporunda toplam alacağın 4923,55 Tl olduğu" cümlesi silinerek yerine "haksız tahrik nedeniyle %55 oranında indirim yapılması sonucu hesaplanan 5.774,61 Tl tutarında kurum zararının doğduğu” cümlesinin eklenmesine,
2-Hükmün 1. ve 2. fıkrasının silinerek yerine; "Davanın kabulü ile; 5000,00 Tl nin 05.10.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ,"
3- Hükmün 3. paragrafı silinerek yerine; "Davacı vekili yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"ne göre belirlenen "2.725,00 Tl" vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı kuruma ödenmesine, şeklinde yazılarak , gerekçe ve kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 24.04.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.