14. Hukuk Dairesi 2015/14586 E. , 2018/4031 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 16.09.2014 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, TMK"nın 747 maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin maliki olduğu dava konusu 116 ada 161, 86 ve 85 parsel sayılı taşınmazlar lehine, 88 parsel aleyhine geçit kurulmasını talep etmiştir.
Davalı, davacının geçit talep ettiği güzergahın evinin bitişiğinden geçtiğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile 116 ada 161, 86 ve 85 parsel sayılı taşınmazlar lehine 88 parsel sayılı taşınmaz aleyhine geçit kurulmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Türk Medeni Kanunu"nun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakarlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle ... alanlarında, nihayet bir ... aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5 - 3 m) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanunu"nun 748/3 ve 1012. Maddesi ile yeni ... Sicil Tüzüğünün "irtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili" başlıklı 30. Maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmelidir.
Somut olayda; mahkemece kurulmasına karar verilen geçidin, aleyhine geçit kurulan 88 parsel sayılı taşınmaz içerisinde bulunan ve davalıya ait olan evin hemen bitişiğinden geçtiği anlaşılmakla, 02.03.2015 tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide “B” harfi ile gösterilen güzergahın komşuluk hukuku ilkelerine ve taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakarlığın denkleştirilmesi prensibine daha uygun olup olmadığı değerlendirilerek, bu güzergahın da elverişli olmadığının anlaşılması halinde başka alternatifler belirlenerek davacıya ait taşınmazlar lehine geçit kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile 88 parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit kurulması doğru görülmemiştir.
Diğer taraftan, geçit hakkı bir gayrımenkul mükellefiyeti olduğundan lehine geçit istenen davacı parselleri ayrı ayrı bağımsız olarak değerlendirilmeli, dava konusu her bir parsel yararına geçitin başladığı yerden ulaştığı genel yola kadar olan güzergahtaki aleyhine geçit kurulan tüm parseller ayrı ayrı belirtilmelidir. Davacının kendi parselleri arasında da kesintisiz bağlantının gerçekleştirilmesi için hükmen her bir davacı parseli ile devamındaki davacı parselleri arasında kesintisiz olarak ulaşımı sağlayacak şekilde geçit kurulmalıdır. Davacıya ait 116 ada 161, 86 ve 85 parsel sayılı taşınmazlar yararına geçit hakkı kurulmuş ise de, geçit yerinin sadece 85 parsel sayılı taşınmaza bağlanmış olması kesintisizlik ilkesine aykırıdır.
Belirtilen bu yönler gözardı edilerek, davacıya ait her bir taşınmaz bağımsız olarak değerlendirilmek suretiyle, kesintisizlik ilkesine ve fedakarlığın denkleştirilmesi prensibine uygun şekilde geçit hakkı tesisi gerekirken, eksik araştırma, inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeplerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.05.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.