14. Hukuk Dairesi 2017/5403 E. , 2018/4026 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.07.2000 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı ... iptali ve tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; bir kısım davalı yönünden davanın kabulüne, bir kısım davalı yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına, bir kısım davalı yönünden davanın reddine dair verilen 09.02.2017 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı ... iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı, davalılardan ..., ...,... ve... ile ... 2. Noterliğinde 01.03.2000 tarihinde; davalı ... ile de aynı noterde 03.04.2000 tarihinde düzenledikleri satış vaadi sözleşmesi uyarınca davalıların 24 parsel sayılı taşınmazdaki paylarının satışının vaat edildiğini, kendisinin edimini yerine getirdiğini ancak davalılarca hisselerin devredilmediğini ileri sürerek, davalılar adına kayıtlı payların adına tescilini istemiştir.
Davalılar, satış vaadi sözleşmesinde gösterilen bedelin ödenmediğini, sözleşmenin iptali için dava açtıklarını belirterek davanın reddini savunmuşlar.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen hüküm Dairemizin 03.03.2015 tarihli ve 2014/14644 Esas, 2015/2292 Karar sayılı ilamıyla, ""Somut olayda, narenciye bahçesi niteliğindeki 24 parsel sayılı taşınmazda davacı, davalılardan ..., ..., Seyhan Çapura, ... ile haklarındaki dava atiye bırakılan ... kızları ... ve ... paydaş oldukları ... kaydından anlaşılmaktadır. Davalı ... dava konusu taşınmazda paydaş olmadığından pasif husumet ehliyeti bulunmamaktadır. Bu nedenle, davalı ... hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir."" gerekçesiyle bozulmuştur. Davalıların karar düzeltme isteğinde bulunması üzerine Dairemizin 23.03.2016 tarih ve 2016/88 E- 2016/3499 K sayılı ilamı ile hükmün, “Somut olayda, 24 parsel sayılı taşınmazda ... paydaş olmadığından onun hakkında da husumet yokluğundan ret kararı verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Dolayısıyla temyiz incelemesinde bu konuda yapılan değerlendirme isabetli olmamıştır. Diğer bozma gerekçeleri yerinde görülmekle beraber, ek olarak; davalı ... dava konusu taşınmazda paydaş olmadığından pasif husumet ehliyeti bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı ... hakkında davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Sonuç itibariyle; 1- Davalılar ... ve ... hakkında davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. 2-Kabule göre de, HMK"nın 297/b maddesine aykırı biçimde davalı ..."in karar başlığında gösterilmemesi yerinde değildir”, gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulü ile, dava konusu 82 ada 24 parsel sayılı taşınmazın davalılar ...,..., ... ve ... hisselerinin iptali, davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, davalılar ... ve ... yönünden açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine, tapuda hissedar görünen davalılar ... kızı ..... ve ... kızı... yönünden davanın işlemden kaldırılmasına, davacı taraf davada kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 600,00 TL vekalet ücretinin davalılar ..., ..., ... ve ..."dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili ve davalılar vekili temyiz etmiştir.
1-Yerel mahkemece, Dairemiz bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak karar verilmiş olduğundan davacı vekili ve davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş ve reddi gerekmiştir.
2-Diğer temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece, davalılar ... ve ... hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verildiğine göre karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2. maddesi gereğince davanın görüldüğü mahkemeye göre Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekir. Davalılar ... ve ... lehine 1.980,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken vekalet ücreti takdir edilmemesi; AAÜT’nin 13/1. maddesi gereğince davacı lehine 1.980,00.-TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş ise de bu hususlar kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nın 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bir kısım davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hüküm sonucunun 6. bendinde yer alan “600,00 TL" ibaresi çıkarılarak yerine "1.980,00 TL" ibaresinin yazılmasına ve hüküm sonucuna sekiz numaralı bent olarak "8-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 1.980,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar ... ve ...’e verilmesine" cümlesinin eklenmesine, hükmün DÜZELTİLMİŞ ve değiştirilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.05.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.