Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/7986
Karar No: 2021/3580
Karar Tarihi: 13.04.2021

Taksirle öldürme - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/7986 Esas 2021/3580 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2019/7986 E.  ,  2021/3580 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
    Suç : Taksirle öldürme
    Hüküm : TCK"nın 85/1, 62, 50/4-1/a, 52 /2-4, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet


    Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Olası kast TCK’nın 21. maddesinin 2. fıkrasında; “Kişinin, suçun kanunî tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi hâli” biçiminde tanımlanmış, fıkra gerekçesinde ise; “Olası kast durumunda suçun kanuni tanımında yer alan unsurlardan birinin somut olayda gerçekleşebileceği öngörülmesine rağmen, kişi fiili işlemektedir. Diğer bir deyişle, fail unsurların meydana gelmesini kabullenmektedir.” şeklinde, olası kastın uygulanma şartları belirtilmiştir. Öğretide de, olası kast, suçun kanuni tanımındaki objektif unsurların gerçekleşebileceği, ciddi bir şekilde mümkün görülmesine rağmen, fiilin işlenmesi suretiyle tipikliğin gerçekleşmesi şeklinde tanımlanmıştır. (Koca/Üzülmez; Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler; 4. Baskı; sh. 152.)
    Fail, hareketinden doğacak sonuçları bilerek ve isteyerek hareket etmişse kast gerçekleşmiştir. Buna karşılık, fail belli bir sonucu gerçekleştirmek üzere hareket ederken, bunun yanında başka sonuçların meydana gelmesini de göze almış ve bu sonuçlar da gerçekleşmişse, failin bu sonuçlar açısından da kasten hareket ettiği kabul olunur. Çünkü fail, asıl kastettiğinden başka, hareketinden doğacak diğer sonuçları tahmin ettiği veya öngördüğü halde hareketini devam ettirmiştir. Dolaylı kast olarak adlandırılan bu kast türüne, belirli olmayan kast, gayrimuayyen kast, olursa olsun kastı veya dolus eventualis de denilmektedir. (... Centel, Türk Ceza Hukukuna Giriş, 2.Bası, s.349, Artuk-Gökcen-Yenidünya, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Cilt 1, s.597 vd.), (Ayhan Önder, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Cilt.2, s. 293 vd, Uğur Alacakaptan, Suçun Unsurları, s.139 vd., Timur Demirbaş, Ceza Hukuku Genel Hükümler, s.312 vd.)
    İstisnai bir kusurluluk şekli olan taksir, 5237 sayılı TCK’nın 22/2. maddesinde “dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesi” şeklinde tanımlanmış olup, 5237 sayılı TCK’da, 765 sayılı TCK’da yer verilen, “tedbirsizlik”, “dikkatsizlik”, “meslek ve sanatta acemilik”, “nizamat, evamir ve talimata riayetsizlik”, “kayıtsızlık veya tedbirsizlik”, “hataen ve kayıtsızlıkla”, “müsamaha ve dikkatsizlik” şeklindeki taksir kalıplarına ilgili suç tiplerinde yer verilmemiş, ancak gerek öğretide, gerekse uygulamada, bu taksir kalıplarına yer verilmemiş olmasının, bir eksiklik veya farklılık oluşturmayacağı kabul edilmektedir.
    Toplumsal yaşamda belli faaliyetlerde bulunan kimselerin başkalarına zarar vermemek için bir takım önlemler alması ve bazı davranış kurallarına uyma zorunlulukları bulunmaktadır. Bu kurallar toplum olarak yaşama zorunluluğundan doğabileceği gibi, Devletin müdahalesiyle de ortaya çıkabilmektedir. Taksirli suç bu kuralların ihlal edilmesi sonucu belirir, fail tedbirli ve öngörülü davranmamış olduğu için cezalandırılır. Bu bakımdan sorumluluğun nedeni, öngörebilme imkân ve ödevinin varlığına rağmen sonuca iradi bir hareketle neden olmaktan kaynaklanmaktadır.
    Öğretide ve yargı kararlarında taksirin unsurları,
    a) Fiilin taksirle işlenebilen bir suç olması,
    b) Hareketin iradiliği,
    c) Neticenin iradi olmaması,
    d) Hareketle netice arasında nedensellik bağının bulunması,
    e) Neticenin öngörülebilmesi, ancak bu neticenin fail tarafından öngörülmemesi,
    Şeklinde belirtilmiştir.
    Bilinçli taksir kavramı mülga 765 sayılı TCK’nın 45. maddesine 8.1.2003 tarihli ve 4758 sayılı Kanun ile eklenen son fıkra ile hukukumuza girmiş olup, anılan fıkrada, “Failin öngördüğü neticeyi istememesine rağmen neticenin meydana gelmesi halinde bilinçli taksir vardır; bu halde ceza ... arttırılır.” hükmüne yer verilmiş, aynı hüküm, 5237 sayılı TCK’nın 22. maddenin 3. fıkrasında da korunmuştur.
    Taksirden söz edilebilmesi için neticenin öngörülebilir olması gerekli ve yeterli olmasına karşılık, bilinçli taksir halinde failin somut olayda ayrıca bu neticeyi öngörmüş olması da gereklidir.
    Bilinçli taksirde gerçekleşen sonuç, fail tarafından öngörüldüğü halde istenmemiştir. Gerçekten neticeyi öngördüğü halde, sırf şansına veya başka etkenlere, hatta kendi beceri veya bilgisine güvenerek hareket eden kimsenin tehlike hali, bunu öngörmemiş olan kimsenin tehlike hali ile bir tutulamaz; neticeyi öngören kimse, ne olursa olsun, bu neticeyi meydana getirecek harekette bulunmamakla yükümlüdür.
    Bilinçli taksirde netice somut olarak öngörüldüğü halde, istenmemiştir.
    Bilinçli taksiri, taksirden ayıran özellik, bilinçli taksirde istenmeyen netice fiilen öngörülürken, taksirde öngörülmemektedir.
    Yasada, taksirin bir türü olarak düzenlenmiş bulunan bilinçli taksir esas itibariyle olası kastın sınırlarını daraltıcı bir işlev görmektedir. Bu nedenle, olası kastın anlamı ve sınırları belirlenmeden, bilinçli taksirin kapsamının tayini mümkün değildir.
    Olası kast ve bilinçli taksir öngörme unsuru itibariye örtüşmesine rağmen, isteme unsuru bakımından ayrılmaktadır.
    Olası kastı bilinçli taksirden ayıran özellik, mümkün ya da muhtemel olarak öngörülen neticenin kabullenilmesi, failin öngördüğü tipik neticenin meydana gelmeyeceğine yönelik bir güveni olmadan hareket etmesidir. Başka bir anlatımla, fail öyle yada böyle herhalde hareketi gerçekleştirirdim diyorsa olası kast, neticenin gerçekleşeceğini bilseydim hareketi gerçekleştirmezdim, diyorsa bilinçli taksir söz konusudur.
    Somut olaya gelince;
    Olay günü saat 15:28 sıralarında sanığın sevk ve idaresindeki araçla meskun mahalde, düz eğimsiz, asfalt kaplama yolda seyrederken dört yönlü kontrolsüz kavşağa gelip sola döndüğü esnada karşıdan karşıya geçmeye çalışan Lyutfie Saalımova Yuseiova’ya çarptığı, kaza nedeniyle Lyutfie Saalımova Yuseiova’nın kaldırıldığı hastanede aynı gün öldüğü,
    Olay Yeri İnceleme ve Ölü Muayane Tutanağında ..."nın araç çarpmasına bağlı olarak gelişen iç kanama nedeniyle öldüğünün tespit edildiği,
    Bilirkişi Erdal Karagöz tarafından düzenlenen 13/11/2015 havale tarihli raporda "otomobil sürücüsü ..."ın 2918 sayılı Kara Yolları Trafik Kanununun 84. maddesinde yer alan sürücülere ait kusurlardan 53/1-b sola dönüş kurallarına riayet etmek kuralını ihlal ettiği için bu kazada asli kusurlu olduğunun belirtildiği,
    Kaza tespit tutanağında sürücü "..."ın yayaya çarpması ve çarpmadan sonra panikleyerek yayayı aracının altında bir ileri bir kez de geri gelmek suretiyle 1. kez aracının ön tamponu ile 2. kez ileri giderek aracının ön sağ lastik kısmıyla 3. kez yine ön sağ lastik kısmı ile geri gelmesi neticesinde" kazanın meydana geldiğinin belirtildiği,
    24.07.2015 tarihli cd inceleme tutanağında : "Cam8 isimli kameranın tarih ve saatine göre 23.07.2015 günü saat 15:00’da başladığı, kamera saatine göre 15.28.17"de gri renkli sedan tipi markası ve plakası belli olmayan bir aracın görüş açısına girdiği, bir süre ilerlediği kamera görüş açısına göre sol tarafa döndüğü esnada bir şahsa çarpıp durduğu, daha sonra tekrar hareket edip durduğu, daha sonra 112 ve polis ekiplerinin geldiğinin...’’ belirtildiği,
    Tanık . olay günü saat 17:55 sıralarında Cumhuriyet Polis Merkezi Amirliğinde verdiği ifadesinde " .. Duru teknik isimli ... yerinin içerisinde bulunduğum sırada bir bağrışma sesi duymam üzerine dışarı çıktığımda daha önceden tanımadığım yaşlı bir bayanın plakasını hatırlamadığım gri renkli Toyota marka aracın altında olduğunu gördüm. Bu araç bu şekilde ileri doğru devam etti. Bu sırada bağrışmalar vardı. Ben de bunu görünce aracı kullanan şahsa yüksek sesle durmasını söylüyordum ve bir yandan da durması yönünde el işareti yapıyordum. Bahse konu aracın sağ ön ve sol ön camları açıktı ve bağrışmaları duymasına engel bir şey yoktu. Bu şahıs aracı bayan altında iken ön tarafa yaklaşık 2-2.5 metre ilerlettikten sonra durdurdu ve aynı şekilde bayan aracın altında iken geriye doğru 2-2.5 metre gitti. Ben bağırmaya devam ediyordum. Bu şahıs yine aynı şekilde aracı ile ön tarafa 1.15 metre gittikten sonra aracı durdurdu. Bayan aracın altında araçla sürüklenmişti. Araç durduğunda bayan aracın altındaydı...’’şeklinde beyanda bulunduğu ve duruşmadaki beyanlarının da benzer olduğu,
    Sanığın kollukta ‘’...aracımın sol ön yan kısmına aniden hızla gelen bir bayan çarptı. Fren yapmama rağmen mesafe kısa olduğu için durduramadım ve bayan da aracın tekerlerinin altında kaldı. Ben hemen durup arabadan indim ve çevredekilerden 112"yi aramasını istedim...’’ şeklinde beyanda bulunduğu, görüntülerin ortaya çıkmasından sonra Savcılıktaki ve aşamalardaki sorgusunda çarpmanın etkisi ile panik yaptığını ve üzerinden geçtiği anı hatırlamadığını beyan ettiği olayda; kendisine yapılan uyarılara rağmen sanığın yayayı aracın altından çıkarmak yerine eylemine devam edip, yaya aracın altında iken ileri geri manevra yaparak mağdurun ölebileceğini öngörmesine rağmen meydana gelecek neticeyi kabullendiği anlaşılmakla, sanığın eylemini olası kast ile işlediği ve olası kast hükümleri uygulanmak suretiyle cezalandırılması yerine suç vasfında yanılgıya düşülerek, taksir hükümleri uygulanmak suretiyle mahkumiyetine karar verilmesi,
    Kabule göre de;
    Sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi esnasında esas tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle TCK"nın 52/3. maddelerine aykırı davranılması,
    Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 13.04.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi