Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/5757 Esas 2018/4017 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/5757
Karar No: 2018/4017
Karar Tarihi: 22.05.2018

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/5757 Esas 2018/4017 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2017/5757 E.  ,  2018/4017 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25.11.2013 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; Dairemizin bozma ilamına uyularak davanın kabulüne dair verilen 07.06.2017 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi ihbar olunan temsilci tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili, 16.11.2011"de bekar ve çocuksuz vefat eden muris ..."ın baba bir anne ayrı kardeşlerinin bulunduğunu, bu durumunun da dikkate alınması gerektiğini belirterek murise ait mirasçılık belgesinin verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece ilk olarak, davanın kabulüyle mirasçıların ve miras paylarının belirlenmesine karar verilmiş, davacı vekili ve ihbar olunan ... ... vekilinin temyiz talebi üzerine hükmün, Dairemizin 12.01.2016 tarih, 2015/4172 Esas, 2016/205 Karar sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmü, ihbar olunan ... ... temsilcisi temyiz etmiştir.
    6100 sayılı HMK’nun “Hüküm, hükmün verilmesi ve tefhimi” başlıklı 294. maddesinde açıklandığı üzere mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar, hükümdür. Hüküm, yargılamanın sona erdiği duruşmada verilir ve tefhim olunur.
    Aynı yasanın  “Hükmün kapsamı” başlıklı 297. maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
    “Hükmün yazılması” başlıklı 298. maddesi gereğince de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.
    Somut olaya gelince, son celsede "Davanın kabulüne, verasetin sübutuna " denilmiş, gerekçeli kararda ise "Davanın kabulüne, verasetin sübutuna, ... ili, ... ilçesi, Cilt No:... Aile Sıra No: ..., Sıra No:... nüfusuna kayıtlı, ... ve..."dan olma, 13/09/1948 doğumlu, 33925576022 TC kimlik numaralı, muris ... "ın, 16/11/2001 tarihinde ölümü ile miras meselesi 336 pay olarak kabul edilerek" mirasçıları ve miras paylarının tespitine karar verilmiştir. Temyiz edilen gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olduğu görülmüştür. 10.4.1992 tarihli ve 1991/7-1992/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararında kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili bulunmasının bozma nedeni oluşturacağı, bozmadan sonra mahkemenin önceki kısa kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak kaydı ile vicdani kanaatine göre karar verebileceği öngörülmüştür.
    Ayrıca; murisin kardeşi ..."ın izin almadan Suriye vatandaşlığına geçmesiyle iglili araştırma da hüküm fıkrasına eklenilmesi doğru değildir.
    Kabule göre de; mahkemenin 17.12.2014 tarihli kararının davacı vekili ve ihbar olunan ... ... vekilinin temyiz talebi üzerine, Dairemizin 12.01.2016 tarih, 2015/4172 Esas, 2016/205 Karar sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmesine rağmen, ... Bölge Adliye Mahkemesi"ne istinaf yolu açık olmak üzere karar verilmesi de yerinde değildir.
    Mahkemece, belirtilen hususlar üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, 22.05.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.













    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.