Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/3688
Karar No: 2021/1288
Karar Tarihi: 08.02.2021

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/3688 Esas 2021/1288 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2020/3688 E.  ,  2021/1288 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi


    Dava, 01.10.1988 – 01.04.1998 tarihleri arasında 2926 sayılı Kanun kapsamında tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, ilamda belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen karara karşı davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM:
    Davacı vekili, 01.10.1998’den beri sürekli tarımla uğraşan davacının 01.10.1988 – 01.04.1998 2926 sayılı yasa kapsamında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitini talep ve dava etmiştir.
    II-CEVAP:
    Davalı kurum vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    III-MAHKEME KARARI:
    A-İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    Davacının 1479 sayılı Yasa"nın 24.maddesi koşullarını taşımadığı sabit ise de; bu döneme ilişkin primleri 29/11/2000 tarihinde ödediğinden ve kurumun bu ödemeyi itirazsız kabul ederek uzun süre kullandıktan sonra; bu döneme ilişkin sigortalılığı geçersiz sayması iyi niyetten uzaktır. Yargıtay HGK. 01.10.1997 gün 1997/10-578 Esas, 1997/758 Karar sayılı Kararında da belirtildiği üzere, davacının Sosyal Güvenlik Hukuku ilkeleri ve Medeni Kanunun 2.maddesinin uygulanmasının zorunlu bir sonucu olarak dahili davalı tarafından talep edilmeyen 01/01/1997-01-04/1998 dönemi için, davacı tarafından primleri ödenen dönemde sigortalı kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle;
    “1-Davanın kısmen kabulü ile, davacının 01/01/1997-01-04/1998 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    Hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere, bu delillerin takdirinde isabetsizlik görülmemesine göre istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK "nın 353/1-b-1. Maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle;
    “6100 sayılı yasanın 353/1-b.1 hükmü gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine” karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı vekili, Türk Medeni Kanununun 2. maddesindeki dürüstlük kuralı gereği dava konusu tüm dönem yönünden kabul kararı verilmesi gerektiği, istinaf istemlerinin reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesiz olduğu gerekçeleriyle kararın bozulmasını talep etmiştir.
    Davalı vekili, salt prim ödenmesinin 01.10.1988 tarihli tescilin davacıya ait olmasını gerektirmeyeceği, davacının, dahili davalıya ait tescil sürelerini kendisine maletmek gayesinde olduğunu, sırf prim ödenmiş olmasının 01.01.1997 – 01.04.1998 arasının kabulünü gerektirmeyeceği, davacının tarımda sürekli çalışmadığının toplanan delillerle tespit edildiği gerekçeleriyle kararın bozulmasını talep etmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    1- Davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine,
    2- 2926 sayılı Kanunun 2. maddesinde, Kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın, 3. maddenin (b) bendinde tanımlanan tarımsal faaliyette bulunanların Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılacakları belirtilmiştir.
    Anılan Kanunun 3.maddesinin (b) bendinde "Tarımsal faaliyette bulunanlar: kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde, kamuya mahsus mahallerde ekim dikim, bakım, üretim, yetiştirme ve ıslah yollarıyla veya doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünlerinin üretimini, avlanmasını, avcılar ve yetiştiriciler tarafından muhafazasını, taşınmasını sağlayanlar veya bu ürünlerden sair bir şekilde faydalanmak suretiyle kendi adına ve hesabına faaliyette bulunanlar" olarak tanımlanmış, 5. maddesinde, sigortalı olmanın zorunlu olduğu, sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemeyeceği ve kaçınılamayacağı, 6. maddesinde ise, diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamına tabi bir işte çalışanların, çalışmaya başladıkları tarihten bir gün önce, sigortalılıklarının sona ereceği hüküm altına alınmıştır. Ayrıca aynı Kanunun 9.maddesi Kuruma re"sen tescil yükümlülüğü yüklemiştir.
    5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin 1. fıkrasının (b) maddesinde, köy ve mahalle muhtarları ile hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan tarımsal faaliyette bulunanların sigortalı olacakları, anılan Kanunun 3. maddesinde ise tarımsal faaliyetin, “Kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde veya kamuya mahsus mahallerde; ekim, dikim, bakım, üretme, yetiştirme ve ıslah yoluyla yahut doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünleri elde edilmesini ve/veya bu ürünlerin yetiştiricileri tarafından; muhafazasını, taşınmasını veya pazarlanmasını,” ifade edeceği, 7. maddenin (b) bendinde sigorta hak ve yükümlülüklerinin “tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için tarımsal faaliyetlerinin kanunla kurulu ilgili meslek kuruluşlarınca veya kendilerince, bir yıl içinde bildirilmesi halinde kaydedildiği tarihten, bu süre içinde bildirilmemesi halinde ise bildirimin Kuruma yapıldığı tarihten” itibaren başlayacağı, 9. maddenin 1. fıkrasının 5. bendi gereği sigortalılığın “Tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için, tarımsal faaliyetinin sona erdiği veya 6. maddenin birinci fıkrasının (ı) bendi uyarınca muafiyet kapsamına girdiği yahut 65 yaşını doldurması nedeniyle talepte bulunduğu tarihten,” itibaren sona ereceği, 6. maddenin (ı) bendinde ise, Kamu idarelerinde ve Kanunun ek 5. maddesi kapsamında sayılanlar hariç olmak üzere, tarım işlerinde veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz işlerde çalışanlar ile tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan; tarımsal faaliyette bulunan ve yıllık tarımsal faaliyet gelirlerinden, bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık ortalamasının, bu Kanunda tanımlanan prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olduğunu belgeleyenlerin ve 65 yaşını dolduranlardan talepte bulunanların 5510 sayılı Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta hükümleri çerçevesinde sigortalı sayılmayacakları belirtilmiştir. Kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunan ve bildirimsiz kalan sigortalılar için 5510 sayılı Kanunun 86. maddesinde öngörülen "hizmet tespiti" davasına eşdeğer bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Anılan düzenlemede, kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takiben başlayacağının hükme bağlanmış olması karşısında, kayıt ve tescil, yada tescil yerine geçen iradi prim ödemesi veya prim tevkifatı öncesine isabet eden tarımsal faaliyet ve buna dayalı "sigortalılığının tespiti" söz konusu olamayacaktır. Ayrıca belirtilmelidir ki, tarımsal faaliyete kabul edilebilir süreyi aşar uzunlukta ara verilmesi durumunda Tarım Bağ–Kur sigortalılığının yeniden başlayabilmesi, tescil başvurusu, iradi prim ödeme, prim tevkifatı olgularından herhangi birinin gerçekleşmesine bağlıdır.
    Dosya kapsamından; 01.10.1988 tarihli tescilin dahili davalı ... oğlu ...’a ait olduğu, ancak primlerin sehven davacı tarafından yatırıldığı anlaşılarak, kurumca 23.03.1998 tarihli ilk prim ödemesini takip eden ay başından itibaren davacı resen tarım Bağ-Kurlu olarak tescil edilmiş, dahili davalının hesabındaki prim ödemeleri de davacının hesabına aktarılmıştır. Davacı işbu davada TMK.2.md.’ndeki dürüstlük kuralı gereği, kendi sigortalılığı olarak bildiği dahili davalıya ait 01.10.1988 tarihli tescil tarihine göre kendisinin de sigortalı kabul edilmesini talep etmiştir.
    Dosyaya sunulan bilirkişi raporunda, 11.08.2014 tarihinde çekilen Tarım Sigortalı Bilgilerinde “aftan yararlanmıştır” kaydı ve “29.11.2000” tarihindeki prim ödemesi dikkate alınarak davacının 4247 sayılı yasadan yararlandırılması gerektiği, bu nedenle 01.01.1997 – 01.04.1998 arası dönemin kabulüne karar verilebileceği mütalaa edilmiş, mahkemece de bu dönem yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    16.05.1997 tarihli ve 22991 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 4247 sayılı yasanın 4. maddesinin 1. fıkrasında “17/10/1983 tarihli, 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununa göre prim borcu bulunan sigortalılar ile ölen borçlu sigortalıların hak sahipleri, aynı Kanunun 36 ncı maddesinin ikinci fıkrası hükmüne göre 31 Aralık 1996 tarihi itibariyle hesaplanacak birikmiş prim borçlarının %50"sini bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden aybaşından itibaren on ay içinde taksitler halinde ödedikleri takdirde prim borçlarının bakiyesi terkin edilir. Bu fıkra hükmüne göre ödeme yapanların 31 Aralık 1996 tarihine kadar birikmiş prim borçlarına ödeme dönemi içinde aynı Kanunun 36 ncı maddesinin ikinci fıkrası hükmü uygulanmaz. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce tahsil edilmiş primler geri verilmez ve mahsup edilmez.” hükmü uyarınca, davacının yasadan yararlanma yönünde kuruma bir başvurusunun bulunmaması ve 29.11.2000 tarihli prim ödemesinin yasa kapsamında bir ödeme olmadığının anlaşılması, davacının ilk prim ödemesinin 23.03.1998 olması, öncesinde bir tescil başvurusunun bulunmaması ve ihtiyari prim ödemesinin bulunmaması, geçmişe yönelik kurumca kabul edilmiş bir tescilin de bulunmaması karşısında, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davalı kurum vekilinin temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar kaldırılarak ilk derece mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının HMK 373/1. hükmü gereğince kaldırılarak, ilk derece mahkemesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılan temyiz harcının davacıdan alınmasına, 08.02.2021 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi