11. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/2582 Karar No: 2020/575
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/2582 Esas 2020/575 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2019/2582 E. , 2020/575 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 03/12/2018 tarih ve 2017/826 E.- 2018/1102 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi"nce verilen 15/03/2019 tarih ve 2019/39 E.- 2019/244 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, Almanya Bochum Eyalet (Asliye Hukuk) Mahkemesi tarafından verilen 25.05.2007 tarih ve 16 O 62/06 sayılı kararın kesinleştiğini ileri sürerek, bu kararın ve yargılama masrafına ilişkin ek kararın tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, tenfize konu kararın usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinden kesinleşmediğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, resmi yoldan davalıya yapılan karar tebliği geçerli sayılmayarak önceden davalıya posta yoluyla yapılan tebligat dikkate alınarak süresinde karara itiraz edilmediğinden bahisle davalının karara itirazı reddedildiğinden, davalının savunma hakkının kısıtlandığı, resmi yoldan yapılan karar tebliği ile ilgili olarak MÖHUK"un 50. maddesi gereğince ortada kesinleşmiş bir karardan söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf isteminde bulunulmuştur. İstinaf mahkemesince, Türkiye ile Almanya arasında 28.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1965 tarihli Hukuki ve Ticari Konularda Adli ve Gayri Adli Belgelerin Yabancı Memleketlerde Tebliğine dair Lahey Sözleşmesi hükümleri gereğince tebligatların diplomatik yolla yapılması gerektiği, davaya konu yabancı mahkeme hükmünün belirtilen sözleşmedeki usullere uyulmadan adi posta yolu ile 08.06.2007 tarihinde tebliğ edildiği, bilahare aynı kararın usulüne uygun diplomatik yolla 20.11.2014 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından yabancı mahkeme kararına karşı 04.12.2014 tarihinde itiraz yoluna başvurulduğu, ancak davacı tarafından 20.11.2014 tarihinde yeniden tebliğ edilmesinin geçmiş olan itiraz süresinin yeniden başlatmayacağı gerekçesiyle itirazın reddedildiğinden davalının savunma hakkının ihlal edildiği, adil yargılamanın söz konusu olmadığı gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvuru talebinin HMK"nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 20/01/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.