13. Hukuk Dairesi 2015/14973 E. , 2016/2729 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, Güneypark Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında davalı ile 13.03.2006 tarihinde arsa sözleşmesi imzaladığını, davalının sözleşme ile kendisinden tapudan devraldığı 5.102.56.m2 hissesi karşılığında 3 adet 250.m2" lik ve 1 adette 275.m2" lik daire vermeyi taahhüt etmesine rağmen aradan 4 yıldan fazla süre geçmesine karşın halen teslim edilmediği gibi proje inşaatına bile başlanmadığını, hissesini tapudan davalıya devretmesinden dolayı hissesi üzerinde tasarruf etme imkanının bulunmadığını, mağdur edildiğini ileri sürerek devrettiği taşınmaz hissesinin değerinin tespiti ve daha önce ödenen 384.00.TL" nın tenzili ile şimdilik 1.000.00.TL" nın, yargılama sırasında 09.05.2013 tarihinde verilen ıslah dilekçesi ile toplam 10.730.299.68.TL" nın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, sözleşme ile teslim edilecek konutlarla ilgili teslim şekli ve teslim süresi ile ilgili bir sınırlama bulunmadığını ayrıca kentsel dönüşüm projesinin büyük bir proje olduğunu ve projenin uygulanması ve kamulaştırma çalışmalarının halen devam ettiğini belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 13.03.2006 tarihli sözleşmenin feshi ile toplam 10.730.299.68.TL" nın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, Güneypark Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında davalı ile 13.03.2006 tarihinde imzaladığı arsa sözleşmesi ile kendisinin tapudan 5.102.56.m2 hissesini devretmesine rağmen davalının sözleşme kapsamında vermeyi taahhüt ettiği daireler ile ilgili inşaata 4 yıldan fazla süre geçmesine karşın başlamaması ve daireleri teslim etmemesi nedeniyle uğradığı zararın tazmini yönünde devrettiği hisse bedelinin tahsili istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı, kentsel dönüşüm projesinin büyük bir proje olduğunu ve proje ile ilgili kamulaştırma ve uygulama çalışmalarının devam ettiğini, davacıya dairelerin teslim ile ilgili zaman taahhütlerinin olmadığını savunmuştur. Mahkemece, taraflar arasında imzalanan 13.03.2006 tarihli arsa sözleşmesi ile 19.10.2010 tarihinde açılan bu dava arasında makul süre sayılan 4 yıldan fazla süre geçmesine rağmen davalının edimini yerine getirmemesi nedeniyle dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu" nun 107. maddesi (TBK." nun 124. maddesi) sözleşmenin feshine karar verilmiş ise de; Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi heyet raporunda özellikle Güneypark Kentsel Dönüşüm projesi ile ilgili yapılacak işin yoğunluğu, kamulaştırma işlemleri ve inşaat işlemlerinin tamamlanması gibi süreçler nazara alındığında makul teslim süresinin kaç yıl olması gerektiği yönünde herhangi bir görüş belirtilmemiştir. Bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Mahkemenin de alanında uzman bilirkişilerden bu hususta görüş almadan kendiliğinden 4 yıl sürenin makul süre olduğu yönündeki kabulü dayanaksızdır. Eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulamaz. Öyle olunca mahkemece projenin kapsamı, yapılacak hukuki ve teknik tüm işlemler tek tek irdelenip proje kapsamında araştırılma yapılarak, alanlarında uzman yeni bilirkişi heyetinden mahallinde yapılacak keşif sonucunda gerekçeli, taraf ve yargı denetimine elverişli rapor alınarak sözleşmeye göre teslimi taahhüt edilen dairelerin teslimi için makul sürenin tespit edilmesi ve taraflar arasındaki ilişkinin 13.03.2006 tarihli sözleşmeden kaynaklandığı dikkate alınarak özellikle Borçlar Kanunu ve yürürlükteki yasal mevzuat hükümleri gözönünde bulundurularak değerlendirme yapılıp hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 2. bent gereğince davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.