4. Hukuk Dairesi 2014/9284 E. , 2015/5366 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 29/09/2011 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; maddi tazminat yönünden davanın reddine, manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulüne dair verilen 13/02/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vasisi vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı vasisinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davalı vasisinin diğer temyiz itirazına gelince;
Dava, tehdit ve hakaret eylemi nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat isteminin bir bölümünün kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vasisi tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalının hakaret ve tehdit içeren sözleri ile kendisini gerek Emniyet teşkilatı personeli nezdinde ve gerekse toplum nezdinde küçük düşürmek, şaibeli bir konuma sokmak çabası içerisinde olduğunu iddia ederek uğradığı maddi ve manevi zararın ödetilmesini istemiştir.
Davalı vasisi, davalının akıl hastası olduğunu, Adli Tıp Kurumu raporuna göre hastalığı nedeniyle kendi işlerini görmeye muktedir olmadığını ve fiili ehliyetinin bulunmadığını, dolayısıyla davalıya hukuken ve fiilen sorumluluk yüklenemeyeceğini belirtilerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davalının sabit olan eylemleri ile davacının kişilik haklarına saldırıda bulunduğu, davalının Borçlar Kanunu"nun 54/1 maddesi gereğince hak ve adalete dayalı objektif sorumluluğunun söz konusu olduğu, davalı tarafın manevi tazminatı karşılayacak ekonomik gücünün bulunduğu gerekçesiyle manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, davacı olaydan dolayı maddi zarara uğradığını ispat edemediğinden davacının maddi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamından, davalının davacıya yönelik tehdit ve hakaret suçlarından yargılandığı Muğla Sulh Ceza Mahkemesi"nin 22/05/2012 tarih, 2011/1166 esas- 2012/636 karar sayılı kararıyla; sanığın basit tehdit ve hakaret suçlarını işlediği ancak sanığın 5237 sayılı TCK.nun 32/1 maddesi kapsamında olduğu, yani suç tarihi itibarı ile suçların hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin bulunmadığı, ceza ehliyetine sahip olmadığı kabul edilerek hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verildiği, bu kararın 30/05/2012 tarihinde temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmıştır. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 20/12/2012 tarih, 2011/1007 esas - 2012/920 karar sayılı kararı ile, ..."in akıl hastalığı nedeniyle kısıtlanmasına ve kendisine ..."nun vasi olarak atanmasına karar verilmiştir.
818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 49. (6098 sayılı TBK’nın 58.) maddesi gereğince kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Somut olaya gelince; her ne kadar mahkemece 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 54. (6098 sayılı TBK’nın 65.) maddesi gözetilerek manevi tazminat miktarının takdir edildiği belirtilmiş ise de; olay tarihi, taraflar arasındaki olayların oluş şekli, davalının rahatsızlığı ile yukarıda anılan ilkeler gözetildiğinde davacı yararına takdir edilen manevi tazminat miktarı fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminata karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde karar verilmiş olması doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2) numaralı bentte gösterilen nedenle davalı yararına BOZULMASINA, davalı vasisinin diğer temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 30/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.