Çocuğun nitelikli cinsel istismarı - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2016/10285 Esas 2017/322 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/10285
Karar No: 2017/322
Karar Tarihi: 30.01.2017

Çocuğun nitelikli cinsel istismarı - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2016/10285 Esas 2017/322 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Ağır Ceza Mahkemesi, çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan sanığı mahkum etmiştir. Ancak Adli Tıp Kurumu'nun raporunda mağdurenin ruh sağlığıyla ilgili kesin bir tespit yapılamamıştır. Bu nedenle sanık hakkında TCK'nın 103/6. maddesinin uygulanamayacağının gözetilmemesi hata olarak kabul edilmiştir. Ayrıca sanığın cezasının yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir çünkü cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda kanunlarda değişiklik olmuştur. Sonuçta, mahkeme kararı bozulmuş ve sanığın tahliye edilmesi istenmiştir.
Kanun Maddeleri:
- TCK'nın 103/6. maddesi
- 6545 sayılı Kanunun 58, 59, 60 ve 61. maddeleri
- 5237 sayılı Kanunun 102, 103, 104 ve 105. maddeleri
- 6763 sayılı Kanunun 13. maddesi
- 5237 sayılı TCK'nın 7/2. maddesi
14. Ceza Dairesi         2016/10285 E.  ,  2017/322 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı
    HÜKÜM : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan mahkûmiyet

    İlk derece mahkemesince bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
    Ancak;
    Adli Tıp Kurumu Genel Kurulunca düzenlenen 12.12.2013 tarihli raporda mağdurenin ruh sağlığında bozulma olduğu ancak bu bozulmanın erken yaşta cinsel deneyim yaşamasına bağlı olabileceği gibi olay sonrası gelişen psikososyal stres ve çatışmalar nedeniyle de ortaya çıkabileceği, bunlar arasında tıbben ayrım yapılamayacağının belirtilmesi karşısında, mağdurenin ruh sağlığının eylem sebebiyle bozulup bozulmadığının kesin olarak tespit edilememesinden dolayı sanık hakkında TCK"nın 103/6. maddesinin uygulanamayacağı gözetilmeden anılan maddenin tatbiki suretiyle fazla ceza tayini,
    Hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 58, 59, 60 ve 61. maddeleri ile 5237 sayılı Kanunun 102, 103, 104 ve 105. maddelerinde yer alan cinsel dokunulmazlığa karşı suçların ve 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 13. maddesi ile TCK"nın 103. maddesinin yeniden düzenlenmesi karşısında, 523 7 sayılı TCK"nın 7/2. madde-fıkrasındaki "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" hükmü gözetilerek lehe olan hükmün önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi, her iki kanunla ilgili uygulamanın denetime imkan verecek şekilde kararda gösterilmesi ve 24.11.2015 günlü, 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi yönünden kısmi iptal kararı verildiğinden, anılan hususlar nazara alınarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
    Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre tutuklu kaldığı süre gözetilerek sanığın TAHLİYESİNE, sanığın başka suçtan tutuklu veya hükümlü olmadığı takdirde derhal salıverilmesi hususunun mahalline en seri vasıtayla bildirilmesi için ilgili yerlere müzekkere yazılmasına, 30.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.