14. Hukuk Dairesi 2017/4560 E. , 2018/3995 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar 21.09.2011 ve 23.03.2013 aleyhine gününde verilen dilekçeler ile komşuluk hukukundan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat, birleştirilen dava ile kira kaybı nedeniyle tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; asıl davanın ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne dair verilen 19.06.2014 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili ve davalılar ile feri müdahil vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 04.07.2017 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... vekili Av. ... ile karşı taraftan Feri Müdahil ... İnş. Tur. San. ve Tic. A.Ş. Vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Davacı vekili 1175 ada 132 parselde bulunan arsa üzerinde halen devam eden inşaat çalışması sırasında açılan temel çukurunun sebep olduğu zemin kaymaları nedeniyle müvekkiline ait binalarda yıkılma tehlikesi yaratacak şekilde hasar meydana geldiği, can güvenliğinin bulunmadığı gerekçesiyle boşaltıldığı, müvekkiline ait hasar gören gayrimenkullerin 1618 ada 21 parselde bulunan 27 kapı numaralı, aynı ada 24 parselde bulunan 2 kapı numaralı, aynı ada 30 parselde bulunan 10 kapı numaralı, aynı ada 28 parselde bulunan 10/1 kapı numaralı, aynı ada 32 parselde bulunan 14 kapı numaralı ve aynı ada 51 parselde bulunan 16 kapı numaralı binalar olduğu, meydana gelen hasarın davalılara ait inşaat esnasında yapılan faaliyetlerden kaynaklandığı, gerek Beyoğlu Belediye Başkanlığının İmar ve Şehircilik Müdürlüğü tarafından düzenlenen 26/07/2011 tarih ve M.34.BEB.36/2011-GD-4016 G-162006 sayılı teknik raporu ve 27/07/2011 tarihli nüfustan tahliye ve mühürleme tutanağı ile gerekse ... 9. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/61 D.iş sayılı dosyasından yaptırılan keşif neticesinde verilen bilirkişi raporu ile sabit olduğu, mahkemece yapılacak ayrıntılı bilirkişi incelemeleri ile binaların eski haline getirilmesi ya da Onarım kabul etmeyecek derecede hasar almış olan binaların yıkılarak yeniden yapılması için gereken bedellerin ve uğranılan zararların ayrıntılı olarak hesaplanmasını, fazlaya dair her türlü (hasar olması nedeniyle boşaltılan binaların kira geliri v.s) hakları saklı kalmak üzere şimdilik 516.700 TL ve mahkeme tarafından tespit olunacak fazla hasar zarar ziyan bedelleri (güçlendirme ya da yıkılarak yeniden yapım) dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsiline yönelik maddi tazminat taleplerinin kabulü ile, müvekkilinin derin korku panik üzün ve elet yaşadığı, bu nedenle uğranılan manevi çöküntünün tazmini için 25.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleştirilen ... 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/248 esas sayılı dosyasında davacı vekili davalı tarafa ait 1175 ada, 132 parselde devam eden inşaat çalışması sırasında açılan temel çukurunun sebep olduğu zemin kaymaları nedeniyle müvekkillerinin binalarının da içerisinde bulunduğu birçok yapıda hasarlar oluşduğunu ve müvekkillerine ait binaların ve üçüncü birçok kişilere ait birçok binanın, belediye tarafından yıkılma tehlikesi yaratacak kadar hasar aldıklarını ve can güvenliklerinin bulunmadığı gerekçesiyle boşaltılarak rapor ve tutanak ile mühürlendiğini, müvekkilinin kira geliri kayıplarının Beyoğlu Belediyesinin 26/07/2011 tarihli Teknik Raporu ile binaların boşaltılması kararı vermesi ve aynı tarih itibari ile binaları boşaltarak mühürlemesi ertesinde başladığını, dava dışı bulunan ve inşaatı uygulayan taşeron firma müvekkilinin bir kısım kiracılarına da para teklif ederek binaları boşaltmalarını istediklerini, müvekkilinin boşaltılan gayrimenkulleri için kira geliri kaybı eski kiracıların ödediği bedel üzerinden aylık 7.950,00-TL olduğunu, bu güne kadar 63.600-TL"yi bulduğunu, ancak kira kontratları oldukça eski olan kiracıların çoğunun kira artış dönemleri de geldiğinden bugün itibari ile meydana gelen zararın bunun da çok üzerinde olduğunu, bu nedenlerle öncelikle müvekkiline ait olup boşaltılan binaların eski kira kontratlarından ari olarak hasırsız halleriyle aylık kaç TL kira getirisi olacağının tespitine, bu arada fazlaya dair talep haklarının saklı kalmak kaydı ile dava tarihine kadar oluşan en az 65.000,00-TL"lik alacağının faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini, tespit edilen miktar esas alınarak 27/07/2011 tarihli nüfustan tahliye ve Mühürleme Tutanağının tanzim edilip binalar boşaltıldıktan itibaren işbu dava karara bağlanıncaya dek geçecek yargılama süresince meydana gelecek kira geliri kayıpları ile birlikte davalılardan yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili ve feri müdahil vekili talep konusu binaların 30 yıllık yapı ruhsatı bulunmayan, deprem yönetmeliğine göre de yapılmamış yapılar olduğunu, müvekkilinin tüm önlemleri aldığını, belediyeden alınmış olan inşaat ruhsatı ile faaliyet gösterdiğini, inşaatın zemin etüdleri ve projeleri konusunda uzman ve akademik kariyeri de bulunan mühendislerce yapıldığı, belediye nezdinde bulunan inşaat dosyası da bu hususu kanıtladığını, davacının davasına sebep olarak göstermekte olduğu Belediye mühürleme tutanağı müvekkil şirketçe burada yaşayan insanların c an ve mal kaybına uğramaması için yapılan başvuru üzerine olduğu, bu nedenle davacının her an yıkılma tehlikesi bulunan mühendislik görmemiş bu yapılardan kira alamamsı ile imar olmayan ve çoğu yığma yapı olan bu yapıların yeniden yapılması talebinde bulunduğu, davacının yeniden yapımı ve güçlendirmesi konusunda hiçbir şey yapmamış olan davacı bu hata ve kusuru ile müvekkiler ile zarar arasındaki illiyet bağını kestiği, hiç kimsenin kendi kusuruna dayanarak hak talebinde bulunamayacağı, bu nedenlerle davacının taleplerinin reddinin savunmuştur.
Dava ... ile ... Sigorta A.Ş."ye ihbar edilmiştir
Mahkemece asıl davada maddi tazminat yönünden açılan davanın kısmen kabulüne ile, 241.560 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, manevi tazminat talebi yönünden açılan davanın reddine, birleşen dava yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile, 21.900 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili ve davalılar ile feri müdahil vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalılar ve feri müdahil vekilinin tüm davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında öncelikle davacının uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, tazminat miktarı hiçbir zaman zararı aşamaz. Ancak, davacının zararın artmasında kusuru varsa, tazminat miktarı 6098 sayılı Borçlar Kanununun 52. maddesine göre indirilmeli veya tamamen ortadan kaldırılmalıdır. TMK’nın 737 ve 730. maddelerinden doğan sorumluluk kusura bağlı bir sorumluluk olmadığından, davalının kusursuz olması tazminat miktarının düşürülmesinde etkili olamaz.
Somut olayda; 28.01.2014 tarihli bilirkişi raporunda binaların yeniden yapım ve güçlendirilmesi için 6 aylık bir süre gerektiği, bu 6 aylık süre için kira tazminatının 21.900 TL olduğu belirtilmiş mahkeme tarafından bu rapor esas alınarak hüküm kurulmuştur. Ancak davacının kira kaybı zararı dava konusu parsellerin her biri için belediye tarafından taşınmaz tahliye tutanağının ve mühürleme tutağının düzenlendiği tarihten dava tarihine kadar olan dönemi kapsamalıdır. Mahkemece bu süre esas alınarak kira kaybının hesaplanması gerekirken binaların güçlendirilmesi için gereken 6 aylık süre için kira kaybına hükmedilmesi doğru görülmemiş bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı ile feri müdahill vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde davacı tarafa iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.05.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.