4. Hukuk Dairesi 2015/318 E. , 2015/5350 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar ... ve diğeri vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 11/08/2009 gününde verilen dilekçe ile kasten adam öldürme nedeni ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 17/01/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Diğer temyiz itirazlarına gelince;
a- Dava, kasten adam öldürme nedeni ile uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş, karar; davacılar tarafından temyiz olunmuştur.
Davacılar, müteveffa kardeşlerinin davalı tarafından silahla vurularak öldürülmesi nedeni ile uğradıkları maddi ve manevi zararlarının ödetilmesi isteminde bulunmuşlardır.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davacıların destek tazminatı isteklerinin reddine, manevi tazminat isteklerinin kısmen kabulü ile her bir davacı yararına 4.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacılara ödetilmesine karar verilmiştir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi ( 818 sayılı BK 47. maddesi) hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olaya gelince, davacılar murisinin davalı tarafından kasten öldürülmesi, davacıların müteveffaya yakınlık dereceleri, olay tarihi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile yukarıda anılan ilkeler gözetildiğinde davacılar yararına takdir olunan manevi tazminat tutarı azdır. Daha üst düzeyde manevi tazminat takdir edilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
b- Davacılar uğradıkları zararın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödetilmesi isteminde bulunmuşlardır. Dava haksız fiilden kaynaklanan manevi tazminat isteğine ilişkin bulunmasına ve haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında zararın olayın meydana geldiği gün gerçekleştiği kabul edildiğinden istek bulunması halinde olay tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekirken mahkemece davacılar yararına takdir edilen manevi tazminat tutarlarının faizsiz olarak ödetilmesine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2/a-b) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davacılar yararına BOZULMASINA, davacıların diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 30/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.