Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/24 Esas 2019/1720 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/24
Karar No: 2019/1720
Karar Tarihi: 18.03.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/24 Esas 2019/1720 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Dava, bir banka ile kefil olan davalı arasındaki kredi sözleşmesinden kaynaklanan borçların ödenmemesi sebebiyle başlatılan icra takibi sonrasında davalının yaptığı itirazın iptali istemiyle açılmıştır. Mahkeme tarafından yapılan yargılama ve bilirkişi raporuna göre, davalının imzaları kefillik sözleşmesinde yer aldığı, sözleşmenin kefil tarafından doldurulması gereken kısımlarının da kefilin el ürünü olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Türk Borçlar Kanunu'nun 583. maddesindeki unsurların eksik olmadığına karar verilmiştir. Kararda detaylı olarak belirtilen kanun maddeleri bulunmamaktadır.
19. Hukuk Dairesi         2018/24 E.  ,  2019/1720 K.

    "İçtihat Metni"

    19. HUKUK DAİRESİ
    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
    SAYISI : 2014/48-2016/71

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilâmda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabûlüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyizi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - KARAR -

    Davacı vekili, davacı banka ile dava dışı şirket arasında imzalanan genel kredi sözleşmesini davalının bağımsız müteselsil kefil sıfatıyla imzalayarak cari kredi ilişkisinden doğmuş ve doğacak borçlara şahsî teminat verdiğini, kefalete ilişkin kısımları davalının kendi imzası ile doldurup imzaladığını, dava dışı şirkete kullandırılan kredinin geri ödenmemesi sebebiyle çekilen ihtarnamenin sonuçsuz kalması üzerine başlatılan icra takibine davalının itirazının haksız olduğundan bahisle itirazın iptaline ve icra inkâr tazminatına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
    Davalı vekili, banka yetkililerinin davalıya kefil olunacak miktarı bildirmediklerini, davalının genel kredi sözleşmesinde yazılı meblağ için kefilliğinin sözkonusu olmadığını, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 583. maddesinde aranan unsurların eksik olduğunu, davalıdan alınan kefaletin geçerli olmadığını, talep edilen asıl alacak ve işlemiş faiz ile faiz oranlarının fahiş olduğu savunmasıyla davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalının sözleşmedeki imzaları inkâr ettiği ancak yaptırılan bilirkişi incelemesinde imzaların davalıya ait olduğunun anlaşıldığı, davalının bu nedenle ödenmeyen kredi borcundan sorumlu olduğu, takip tarihi itibariyle bankaya olan borç miktarının hesaplattırıldığı ve davalının takibe itirazının kısmen haksız olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabûlüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle hükme esas alınan bilirkişi raporunda kefalet sözleşmesinde kefil tarafından doldurulması gereken yazıların da kefilin el ürünü olduğu tespit edilmiş olmasına ve ayrıca kefilin huzurda alınan yazı ve imzalarının sözleşmedeki yazı ve imzalarla uyumlu olduğunun anlaşılmış olmasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usûl ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 18/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.