19. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/3581 Karar No: 2016/9213 Karar Tarihi: 23.05.2016
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/3581 Esas 2016/9213 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı vekili yaşlı ve hastalığı bulunan müvekkilinin davalılar tarafından kandırılarak imzalattığı bononun doğru olmadığını iddia ederek menfi tespit davası açtı. Davalılar ise bononun neden düzenlendiğini açıkladılar ve davanın reddini istediler. Mahkeme, Adli Tıp raporunda da belirtildiği gibi imzanın davacıya ait olduğunu belirledi. Ayrıca, davacının başka senetlere imza attığı da ortaya çıktı. Dava reddedildi ve davacı vekilinin temyiz itirazları reddedildi. Kanun maddelerinden bahsetmemi isterseniz, kararda herhangi bir kanun maddesi belirtilmemiştir.
19. Hukuk Dairesi 2016/3581 E. , 2016/9213 K. "İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin okuma yazmayı az bilen yaşlı ve hastalığı bulunan ve bu nedenle aldatılmaya müsait yapıda bir insan olduğunu, davalı ... ve müvekkilinin öz oğlu ... ile işbirliği yaparak müvekkilini kandırarak boş ve küçük bir kağıda imza attırdıklarını, dava konusu bonoya dayalı olarak davalının müvekkili ve daha sonra müvekkilinin oğlu ..."in annesine bu işi para için yaptığını itiraf ettiğini, savcılığa bu konuda suç duyurusunda bulunduklarını, müvekkilinin davalı ... ile hiçbir ticari, ticaret dışı alışverişi olmadığını, müvekkilinin imza attığı boş kağıdın bono olup olmadığını bilmediğini, imza incelemesi yapıldığında senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığının anlaşılacağını ileri sürerek,dava konusu 57.000 TL"lik bonodan dolayı müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir Davalı vekili,davacının eşine ait taşınmazın müvekkiline devri karşılığında davacı ve oğlunun 51.000 TL aldıklarını ve ayrıca 6.000 TL borçlarının müvekkilince ödendiğini,bu sebeple davacı ve oğlunun 57.000 TL bedelli dava konusu senedi düzenleyip müvekkiline verdiklerini, taşınmazın devrinin yapılmaması ve bedelinin ödenmemesi üzerine senedin takibe konulduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan inceleme ve alınan Adli Tıp Raporu doğrultusunda,dosyaya sunulan ve ceza davasından alınan raporlarla dava konusu bonodaki imzanın davacıya ait olduğunun anlaşıldığı, davacının aldatma iddiasına ilişkin ceza yargılaması sonunda beraat kararı verildiği, ayrıca davacının icra takibine konu edilen başka imzalamış olduğu bonoların da olduğu gözetildiğinde aldatılma iddiasının inandırıcı olmadığı,davacının,davalının bu miktarda senet hamili olmasının ekonomik durumu ile bağdaşmadığı yönündeki iddiasının kambiyo senedinin sebepten mücerret olması nedeni ile incelenmesine yer olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 23.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.