17. Ceza Dairesi 2019/2653 E. , 2019/13162 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece sanık ... hakkında verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
I-Sanık hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
Mala zarar verme suçundan doğrudan hükmolunan adli para cezasının miktar ve türüne göre; 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Yasa"nın 26. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun"a eklenen geçici 2. maddesi gereğince doğrudan hükmolunan 3000 TL dahil adli para cezasına mahkumiyet hükümlerinin temyizi mümkün olmadığından, sanık ..."ın temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK" nın 317. maddesi uyarınca tebliğnağmeye uygun olarak REDDİNE,
I-Sanık hakkında iş yeri dokunulmazlığının ihlali ve hırsızlık suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-11.11.2013 tarihli araştırma, görüntü inceleme ve tespit tutanağı içeriğinin incelenmesinde, sanığın hırsızlık eyleminin yüzünün alt kısmını kapatmak suretiyle tanınmamak için tedbir alarak gerçekleştirdiği anlaşılmakla, eylemin TCK’nun 142/2-f bendi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği halde, suç vasfında yanılgıya düşülerek TCK’nun 142/1-b maddesinden hüküm kurulmak suretiyle eksik ceza tayini,
Kabul ve uygulamaya göre de;
2-Sanık hakkında hırsızlık ve iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçlarındandan verilen hapis cezaları hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilirken, 5271 sayılı CMK"nın 231. maddesinde sayılan nesnel ve öznel koşulların değerlendirilip buna ilişkin gerekçelerin gösterilmesi gerektiği, sanığın adli sicil kaydına göre daha önce kasıtlı suçtan mahkumiyetinin bulunmadığı, adli sicil kaydındaki ilamın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin olduğu ve zaten bu ilamın da suç tarihinden sonra 18.06.2014 tarihinde kesinleştiği, ve atılı suçun 6545 sayılı Kanun"un 72. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 231/8. maddesinin yürürlüğe girmesinden önce işlendiği, dolayısıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi için aranan 5271 sayılı CMK"nın 231/6-a maddesinde gösterilen “Kasıtlı suçtan mahkum olmama” nesnel koşulunun bulunduğu, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malların bulunarak şikayetçiye teslim edilmesi, konut dokunulmazlığını bozma suçunun da zarar doğurmayan suçlardan olması nedeni ile de hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin nesnel koşullardan bir diğeri olan mağdurun maddi bir zararının olmadığı da gözetilerek, sanık hakkında 5271 sayılı CMK"nın 231. maddesinin 6. fıkrasının (b) bendinde belirtilen, “Sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” öznel koşulunun da hükmolunan cezaların ertelenmesi gerekçesinde gerçekleştiğinin açıklanmış olması karşısında, sanık hakkında “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı bulunduğundan” biçimindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile hırsızlık ve iş yeri dokunulmazlığını ihlal suçlarından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
3-Anayasa Mahkemesi"nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK"nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararları kapsamında hak yoksunluklarına ilişkin hükümlerin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."ın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK"nun 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının korunmasına, 24.10.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.