12. Ceza Dairesi 2018/7875 E. , 2019/5570 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Taksirle öldürme suçundan sanık ...’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 85/1 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Osmaniye 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/07/2017 tarihli ve 2015/425 esas, 2017/377 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Osmaniye 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/09/2017 tarihli ve 2017/1721 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 11/03/2014 tarihli ve 2013/14-102 esas, 2014/128 sayılı kararında belirtildiği üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılması şartları oluşmadığı halde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi durumunda, kanun yararına bozma yoluna başvurulabileceği ve bozma kararının aleyhe sonuç doğuracağı nazara alınarak yapılan incelemede,
Dosya kapsamına göre, katılanlar vekilinin maddî zararlarının bulunduğunu, bu konuda hukuk mahkemelerinde dava açtıklarını ancak henüz bilirkişi raporu sunulmadığını, rapor geldikten sonra zarara ilişkin belgeleri dosyaya sunacaklarını belirtmiş olması karşısında, yapılan yargılama sırasında katılanların maddî zararlarının olup olmadığı konusunda herhangi bir araştırma yapılmamış ise de, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre basit bir araştırmayla tespit edilebilecek nitelikteki zarar miktarı belirlenerek sanığa tespit edilen bu zarar miktarını gidermeyi kabul edip etmediği sorularak sonucuna göre sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, itirazım kabulüne karar verilmesi yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 26/10/2018 gün ve 94660652-105-80-8429-2018-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08.11.2018 gün ve 2018/89207 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Kurulan hükmün hukuki bir sonuç doğurmamasına imkan veren ve bu yönüyle sanık lehine olduğunda şüphe bulunmayan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının sanık hakkında uygulanabilmesi için, diğer koşulların varlığının yanında, “Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi” gerektiği, ölüm ile sonuçlanan olay nedeniyle mahkemece tali kusurlu kabul edilen sanık, kayden sabıkasız ise de, katılanlar vekilinin “katılanların uğradığı zarar miktarına ilişkin dilekçe sunduğu, katılanların aşamalarda sanıktan şikayetçi oldukları ve davaya katılma talebinde bulundukları, katılanların zararının giderildiğine dair bir delil veya belge olmadığı nazara alındığında, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarından birisi olan mağdurun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesi koşulunun yerine getirilmediği anlaşılmakla,
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, Osmaniye 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/09/2017 tarihli ve 2017/1721 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 25.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.