17. Hukuk Dairesi 2017/841 E. , 2018/1308 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; 21.04.2011 tarihinde davacı ..."nin eşi, diğer davacıların babası olan ..."ın yolcu olarak bulunduğu ve ZMSS poliçesi bulunmayan aracın yoldaki alt yapı çalışması nedeni ile trafiğin tek şeritten verilmiş bölümünde karşı şeritten gelen araçla çarpışması şeklinde gerçekleşen kaza sonucu davacıların desteği ..."ın hayatını kaybettiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik her bir davacı için 1.000,00"er TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 2.000,00 TL cenaze ve defin giderinin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tüm davalılardan; davacı ... için 15.000,00 TL ve diğer davacılar için 10.000,00"er TL manevi tazminatın davalı ..."den dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili; 25.12.2013 havale tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 44.107,00 TL (40.207,00 TL destek tazminatı ve 3.900,00 TL cenaze defin gideri) olarak ıslah etmiştir.Davalı ... vekili; davaya konu kazanın oluşumunda dava dışı sürücü ..."in asli kusurlu olduğunu ve kazanın yol yapımından kaynaklanmadığını, yol yapım işinin de ihale edilmesi nedeniyle tüm sorumluluğun firmaya ait olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı ... vekili; davaya konu kazaya ilişkin davacıya 13/02/2012 tarihinde ödenen 27.293,00 TL sonrası davacı tarafından imzalanan ibraname ile davalı kurumun sorumluluğunun kalmadığını, davalı ... ve müteveffanın müterafik kusurunun dikkate alınması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davalı ... yönünden yargı yolu bakımından mahkemenin görevsiz olduğundan dava dilekçesinin usulden reddine; davacılar ... ve ... yönünden yasal şartları oluşmayan davanın reddine, davacı ... için 40.207,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının, ayrıca tüm davacılar için 500,00 TL mezar yapım gideri ile takdiren 1.500,00 TL defin ve taziye gideri toplamı olan 2.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."ndan tahsiline karar verilmiş; hüküm davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin tüm ve davalı ... vekilinin aşağıdaki bent haricinde kalan yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.2918 sayılı KTK"nun 111.maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasa’nın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Yasada belirtilen 2 yıllık süre, hak düşürücü süre olup mahkemece re"sen dikkate alınması gerekir.Somut olayda; olay nedeniyle davalı ... tarafından davacılara 13.02.2012 tarihinde ödeme yapılmış, taraflar arasında ibraname imzalanmıştır. Eldeki davanın 30.05.2012 tarihinde açılmış olmasına göre, KTK"nun 111. maddesinde öngörülen 2 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmediği görülmektedir. Öncelikle destek tazminatı, ödeme tarihindeki verilere göre hesaplanmalı, ödenmesi gereken miktarla ödenen miktar arasında KTK"nun 111. maddesinde belirtildiği şekilde fahiş bir fark olup olmadığı değerlendirilmelidir. Şayet ödenmesi gereken maluliyet tazminatı ile ödenmiş olan miktar arasında fahiş fark olduğu saptanırsa da, davacılar tarafından daha önce verilen ibranamenin makbuz hükmünde olduğu kabul edilerek, davaya konu kaza nedeniyle oluşan zarar ve kusur durumları belirlenerek buna göre hesaplanacak tazminat tutarından davalı tarafından yapılan ödemelerin güncellenerek düşülmesi sonucunda oluşacak duruma göre davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
3-Davalı vekili tarafından, cevap dilekçesinde hatır taşımacılığı iddiasında bulunulmuştur.Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 818 sayılı BK"nin 43. (6098 sayılı TBK’nin 51.) maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hakim tazminattan mutlaka indirme yapmak zorunda değilse de bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir. Somut olayda, davalı vekilince desteğin araçta hatır yolcusu olarak bulunduğu iddia edilmiştir. Mahkemece karar verilirken davalı vekilinin bu savunması hakkında değerlendirme yapılmamıştır. Bu durumda mahkemece, hatır taşıması bulunup bulunulmadığı hususu tartışılarak sonucuna göre hatır taşımacılığı var ise Daire ilkelerine göre tazminattan %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
4-Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu"nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52) düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir. Dava dışı araç sürücüsü ceza dosyasındaki beyanında; arkadaş oldukları ve beraber alkol aldıklarını beyan etmiştir. Kaza tarihinde sürücü 314 promil ve destek 244 promil alkollü bulunmuştur.Davalı taraf cevap dilekçesinde müteveffanın alkollü sürücünün kullandığı araca bindiğini, müterafik kusurlu olduğunu savunmuştur. Mahkeme gerekçesinde müterafik kusur indirimi yapılıp yapılmaması gerektiği hususu tartışılmamıştır. Bu durumda mahkemece, 818 sayılı BK 44.maddesi (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 52.) gereğince yolcu murisin alkollü olan sürücünün kullandığı araca binmesinden dolayı müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı ve tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılıp yapılmaması gerektiği hususları tartışılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu hususun değerlendirilmemiş olması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin tüm, davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2), (3) ve (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 10,70 TL kalan harcın temyiz eden davacılardan alınmasına 26.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.