19. Ceza Dairesi Esas No: 2019/32836 Karar No: 2020/7234
5846 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/32836 Esas 2020/7234 Karar Sayılı İlamı
19. Ceza Dairesi 2019/32836 E. , 2020/7234 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi SUÇ : 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. İzmir 1. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin 2009/584 esas ve 2010/46 karar sayılı dosyasının kesinleşmesi yönünden bekletici mesele yapıldığı 05.04.2010 tarihli oturumda verilen ara karar ile durduğu ve 31.01.2013 tarihli celseden tarihinden itibaren yeniden işlemeye devam ettiği, durma süresinin eklenmesi halinde inceleme tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşıldığından tebliğnamedeki zamanaşımından düşme yönündeki düşünceye iştirak edilmemiştir. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizin de benimsediği 08/04/2014 tarih 2013/7-591 Esas 2014/171 karar sayılı kararında açıklandığı üzere, bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçlarında suçun mağdurunun doğrudan eser sahipleri olmayıp toplumu oluşturan bireyler olduğu, 5237 sayılı TCK’nun hazırlanmasında esas alınan suç teorisine göre bu durumda yani suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireyler olması halinde tüzel kişiler suçtan zarar gören olmalarına rağmen suçun mağduru sayılmayacağından meslek birliklerinin şikayetçi olması halinde de durumun değişmeyeceği cihetle; sanığın 14.04.2007, 02.05.2007 ve 07.07.2007 tarihli eylemlerinin kendi arasında zincirleme suç; iddianame ile hukuki kesinti oluştuktan sonra işlenen 31.10.2007 tarihli eyleminin ise bağımsız suç olduğu gözetilerek, sanığın 5846 sayılı Kanun’un 71/1, 81/13, TCK’nın 43/1. maddeleri ile 5846 sayılı Kanun’un 71/1 ve 81/13. maddeleri uyarınca cezalandırılması gerekirken, sanığın 07.07.2007 tarihli eylemi ayrı suç kabul edilmek ve 31.10.2007 tarihli eylemi nedeniyle TCK’nin 43. madddesinin 2. fıkrası uygulanmak suretiyle yazılı şekilde hükümler kurulması, Kabule göre de; Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu, Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca, tebliğnameye kısmen uygun olarak, BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 18.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.