11. Ceza Dairesi 2016/7197 E. , 2018/3687 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20.02.2007 gün 5/46-39 sayılı kararında da açıklandığı üzere, mahkemece 5271 sayılı CMUK"nın 232/6. maddesi uyarınca başvurulması olanaklı yasa yolunun, süresinin, başvuru yapılacak merci ile başvuru şeklinin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi zorunlu olup; sanığın yokluğunda verilen hükümde sürenin başlangıcı ve başvuru şekilleri belirtilmediğinden sanığın temyizinin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
1-213 sayılı VUK’nın 142. maddesi uyarınca "İhbar veya yapılan incelemeler dolayısıyla, bir mükellefin vergi kaçırdığına delalet eden emareler bulunursa, bu mükellef veya kaçakçılıkla ilgisi görülen diğer şahıslar nezdinde ve bunların üzerinde arama yapılabilir. Aramanın yapılabilmesi için:
a)Vergi incelemesi yapmaya yetkili olanların buna lüzum göstermesi ve gerekçeli bir yazı ile arama kararı vermeye yetkili sulh yargıcından bunu istemesi,
b)Sulh yargıcının istenilen yerlerde arama yapılmasına karar vermesi, şarttır.”
Buna göre, vergi kaçırıldığına delalet eden emarelerin bulunması halinde, vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlar, arama yapılmasını gerekli kılan bir yazıyla sulh ceza hâkiminden talepte bulunacak, arama kararının verilmesi halinde de, arama işlemi genel kolluk görevlileri tarafından değil, vergi inceleme elemanları gerçekleştirilecektir. VUK’nın 7. maddesine göre genel kolluk, talep üzerine sadece gerekli güvenlik önlemlerinin alınmasını sağlamakla yükümlüdür.
Somut olayda ,... Emniyet Müdürlüğünce yapılan aramada suça konu defter ve belgelerin ele geçirilmiş olduğu vergi suçu raporu içeriğinden anlaşılmakta ise de; yürütülen soruşturmanın konusunun genel hükümlere yönelik bir suça mı ya da VUK’nın 359. maddesi kapsamında olan eylemlere yönelik mi olduğunun anlaşılamadığı VUK’nın 359. maddesi kapsamında ise VUK’nın 142. maddesindeki özel hükümlere uygun bir arama yapılıp yapılmadığı dosya kapsamından tespit edilemediğinden, öncelikle arama kararına dayanak teşkil eden dosya içeriğine ilişkin bilgi ve belgeler ile arama karar ve tutanakları temin edilip, aramanın usulüne uygun yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi, usulüne uygun olarak yapılmadığının belirlenmesi halinde, hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillerin tek başına hükme esas alınamayağı cihetle, özellikle henüz zamanaşımına uğramamış olan 2006 ve 2007 takvim yıllarına ait eylemler için bu aramada elde edilen belgelerin delil olarak kullanılıp kullanılmadığı değerlendirilip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde mahkumiyet karar verilmesi,
Kabule göre de;
2-Sanık hakkında vergi dairesince verilen ve dava şartı olan mütalaa ile 26.11.2008 tarihli iddianamede 2003-2004-2005-2006 ve 2007 takvim yıllarında defterlere kaydı gereken hesap ve işlemleri vergi matrahının azalması sonucunu doğuracak şekilde tamamen veya kısmen başka defter ve belgelere kaydettiği iddiasına yer verildiği, her takvim yılında işlenen suçların birbirinden ayrı ve bağımsız suçları oluşturduğu gözetilmeden tek hüküm kurulması,
3-En aleyhe kabulle ""31.12.2007"" olan suç tarihinin gerekçeli karar başlığında vergi suçu raporunun düzenlenme tarihi olan ""23.10.2008"" şeklinde yazılması,
4-Suç tarihinde 213 sayılı kanunun 359/a-1 maddesinde öngörülen ceza alt sınırı altı ay hapis cezası olmasına karşın, teşdit gerekçeside belirtilmeden temel cezanın bir yıl hapis olarak belirlenmesi,
5-Kendisini vekil ile temsil ettiren katılan kurum lehine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca “1.500,00 TL” maktu vekalet ücretine hükmolunması yerine, vekalet ücreti miktarının “575,00 TL” olarak eksik yazılması,
Yasaya aykırı, katılan vekili ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK. nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18.04.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.