Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/17853 Esas 2017/5981 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/17853
Karar No: 2017/5981
Karar Tarihi: 13.07.2017

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/17853 Esas 2017/5981 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2016/17853 E.  ,  2017/5981 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, davalılardan ... İş Ortaklığını oluşturan ... A.Ş, ... A.Ş, ... A.Ş. ve ... A.Ş. vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.


    K A R A R

    Dava, iş kazasında yaralanan davacı sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ...... ... Tic A.Ş ye yönelik açılan davanın husumetten reddine, ...Ortaklığını oluşturan ... AŞ, ... A.Ş ile ... A.Ş. ile ...A.Ş ye yönelik açılan dava açısından Maddi tazminat talebinin Kabulüne, 6.804,99 TL maddi tazminat ile 1.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 28/05/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte adı geçen davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
    Yerel mahkemenin maddi ve manevi tazminatın takdirine ilişkin kararı isabetlidir. Ancak davacı tarafça dava dilekçesi ile maddi ve manevi tazminat istemleri ile birlikte faiz talebinde bulunulmadığı halde, ıslah dilekçesinde de sadece ıslah edilen maddi tazminat ile birlikte hangi tarihten işletileceği belirtilmeden faiz talebinde bulunulduğu halde talep aşılarak, hükmedilen bütün tazminat miktarlarına kaza tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi suretiyle hataya düşüldüğü görülmektedir.
    Taleple bağlı olarak karar verilmesi gerektiği HUMK’nun 74 ve HMK ’nun 26. maddelerinin emredici kuralıdır. Hal böyle olunca, davacı yararına hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminat için davalı aleyhine faize hükmedilirken taleple bağlılık ilkesi doğrultusunda karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde faize hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, H.M.K.’nun geçici 3. maddesi gereğince ve H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün fıkrasının
    1- Maddi tazminata ilişkin 2. bendinde yer alan “6.804,99 TL maddi tazminatın” rakam ve sözcüklerinden sonrası silinerek yerine “1.000,00 TL"sinin faizsiz olarak, 5804,99 TL"sinin ıslah tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz ile adı geçen davalılardan alınarak davacıya verilmesine” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına,
    2- Manevi tazminata ilişkin 2. bendinde yer alan “olay tarihi olan 28/05/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte” rakam ve sözcüklerinin silinmesine ve hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, fazla alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 13.07.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.