23. Hukuk Dairesi 2015/3770 E. , 2016/4525 K.
"İçtihat Metni"...
4-... 5-... 6-...
7-... 8-...
ASIL DAVADA DAVALI-BİRLEŞEN
DAVADA DAVACI : ... Vek. Av. ...
Taraflar arasında görülen alacak ve sözleşmenin iptali davası sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 16.12.2014 gün ve ... sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.
- KARAR -
Asıl davada davacı vekili, müvekkili yüklenici ile arsa maliki davalılar arasında yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin davalılarca haksız feshedildiğini, müvekkilinin sözleşmenin ifasına yönelik bir kısım harcamalar yaptığını, bu süre zarfında başka bir iş almadığını ileri sürerek, harcamalar nedeniyle şimdilik 70.000,00 TL menfi zararın, yoksun kalınan kâr nedeniyle şimdilik 1.000,00 TL müspet zararın tazminini talep ve dava etmiş, yargılama aşamasında müspet zarar yönünden talebini ıslah ile 208.000,00 TL"ye arttırmıştır.
Asıl davada davacı vekili, 16.05.2011 tarihli celsede taleplerini kâr yoksunluğu üzerine kurduklarını belirtmiştir.
Asıl davada davalı ... vekili, asıl davanın reddini istemiştir.
Asıl davada diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
Birleşen davada davacı vekili, davalı yüklenicinin kusuru nedeniyle aralarında yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin ifasının imkânsız hale geldiğini ileri sürerek, sözleşmenin feshini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı yüklenici vekili, birleşen davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, asıl davada, inşaatın komşu parselleri ile birleştirilerek 2 blok üzerine kurulması hususunun arsa maliklerince asli unsur olarak kabul edildiği, komşu parseller ile birleşmenin sadece yüklenicinin iradesine bağlı olmayıp komşu parsel maliklerinin iradesine de bağlı olduğu, sözleşmenin asli unsuru yerine gelmediğinden ifasının mümkün olmadığının kabulü gerektiği, davalılar sözleşmeyi feshetmekte haklı olmalarına rağmen, sözleşmenin uygulanamamasının davacı yüklenicinin kusurundan da ileri gelmediği, bu durumda sözleşmenin tasfiyesi kapsamında herkesin aldığını geri vereceği, somut olayda davacı yüklenicinin yapmış olduğu işlerden dolayı davalıların faydasına olan imalatlara ait bedellerin davacıya ödenmesi, sözleşme yapılma giderinin ise paylaşım oranı ve hakkaniyete göre .../...
S.2
değerlendirilerek ödenmesi gerektiği, bu kapsamda davacıya ödenmesi gereken toplam miktarın 54.630,52 TL olduğu; birleşen davada, arsa maliklerince fesih ihtarında bulunulduğu, asıl davada da yüklenici tarafından sözleşmenin devamı istenmeyip, haksız feshedildiği ileri sürülerek tazminat talep edilmekle fesih iradelerinin birleştiği, bu durumda sözleşmenin feshi için ayrı bir dava açmaya gerek bulunmadığı, feshin haklı olup olmadığı hususunun ise asıl davada savunma olarak ileri sürülebilecek bir husus olduğu, bu nedenle birleşen davada davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı, ayrıca dava, sözleşmeye taraf tüm arsa malikleriyle birlikte açılmadığından veya muvafakatleri alınmadığından dava şartının da gerçekleşmediği gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulü ile 54.630,52 TL"nin davalılardan tahsiline, birleşen davanın reddine dair verilen kararın asıl davada davacı-birleşen davada davalı ... ve asıl davada davalı-birleşen davada davacı ... vekillerince temyizi üzerine Dairemizin 16.12.2014 gün ve 2014/9447 esas, 2014/8163 karar sayılı ilamı ile onanmıştır.
Bu kez, asıl davada davalı-birleşen davada davacı ... vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, HUMK"nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 03,20 TL harç ve takdiren 261,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak ... gelir kaydedilmesine, 13.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.