Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2006/3444
Karar No: 2007/1314
Karar Tarihi: 12.04.2007

Kadastro Tespiti - Malik Hanesinin Açık Bırakılması - Mer'a - Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2006/3444 Esas 2007/1314 Karar Sayılı İlamı

 

 

7. Hukuk Dairesi 2006/3444 E., 2007/1314 K.

7. Hukuk Dairesi 2006/3444 E., 2007/1314 K.

  • KADASTRO TESPİTİ
  • MALİK HANESİNİN AÇIK BIRAKILMASI
  • MER"A

 

  • 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 5 ]
  • 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 14 ]
  • 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 20 ]

"İçtihat Metni"

Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davacılar Hasan mirasçıları, Bedir, katılanlar Mahmut mirasçıları ve davalı Hazine tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, dosyadaki belgeler okundu. Tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi. Gereği görüşüldü:

Kadastro sırasında 138, 139, 186, 187, 188, 189 ve 190 parsel sayılı taşınmazlar davalı olduklarından söz edilerek 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 5. maddesi hükmü gereği malik haneleri açık bırakılmak suretiyle tespit edilmişlerdir. Tespit gününden önce davacı Bedir ve Zeynep tarafından davalı Mustafa aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesine açılan elatmanın önlenmesi davası ile aynı mahkemede davacı Hasan tarafından davalı Hazine ve O... Köyü Tüzel Kişiliği aleyhine açılan tescil davaları birleştirilmiştir. Mustafa, Mahmut, Akime, Bedir davaya katıldıktan sonra davalar görevsizlik kararı ile Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Mahkemece usule ilişkin Yargıtay Daire bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, davaya katılan Mahmut mirasçılarının davalarının reddine, katılan davacı Bedir"in 186 ila 190 parsel sayılı taşınmazlara yönelik davalarının reddine, davacı Hasan mirasçılarının davalarının kısmen kabulüne, kısmen reddine, davacı Bedir, Zeynep ve Akime ile katılan davacılar Mustafa ve Mehmet"in 138 ve 139 parsel sayılı taşınmazlara yönelik davalarının kısmen kabulüne, 138 parsel sayılı taşınmazın 20.298,84 m2 yüzölçümüyle 139 parsel sayılı taşınmazın ise uzman bilirkişinin 27.06.2006 tarihli haritalı raporunda (A), (B) ve (D) harfleriyle gösterilen toplam 138.140,49 m2 yüzölçümündeki bölümlerinin 200 pay itibariyle 40 payının Hasan mirasçıları, 60 payının Ahmet mirasçıları Zeynep ve Akime, 60 payının davacı Bedir, 40 payının da Mehmet mirasçıları adına payları oranında, 139 parsel sayılı taşınmazın haritada (C) harfiyle gösterilen 8.268,79 m2 yüzölçümündeki bölümünün ise davalı Hazine adına, 186 ve 187 parsel sayılı taşınmazların tümü ile 188 parsel sayılı taşınmazın haritasında (A) harfiyle gösterilen 5.985,73 m2 yüzölçümündeki bölümünün davacı Hasan mirasçıları adına payları oranında, 188 parsel sayılı taşınmazın haritada (B) harfiyle gösterilen 51.978,22 m2 yüzölçümündeki bölümüyle 189 ve 190 parsel sayılı taşınmazların tümünün ham toprak niteliğiyle davalı Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar Hasan mirasçıları, Bedir, katılanlar Mahmut mirasçıları ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.

Mahkemece, dava ve temyize konu taşınmazların kamu malı niteliğinde mer"a olmadığı, tespit gününde adlarına tescile karar verilen zilyetleri yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesi hükmünde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, uygulama hüküm vermeye yeterli değildir. Yanlar arasındaki uyuşmazlık, dava ve temyize konu taşınmazların kamu malı niteliğinde mer"a olup olmadığı yönünde toplanmıştır. Kural olarak, mahkemece bir yerin mer"a olarak kabul edilebilmesi için, taşınmazın yetkili idari merciler tarafından mer"a olarak tahsis edilmesi ya da taşınmazın öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde kamu malı niteliğinde mer"a olarak kullanılagelmiş olmasına bağlıdır. O halde, uyuşmazlığın saptanan niteliği dikkate alınarak taşınmazların bulunduğu bölgede yetkili idari merciler tarafından 4753-5618 sayılı Yasalar uyarınca mer"a tahsisi yapılmış ise Köy Hizmetleri İl ve Özel İdare Müdürlüğü"nden 4753 ve 5618 sayılı Yasalar uyarınca taşınmazların bulunduğu bölgede mer"a tahsisi yapılmamış ise aynı doğrultudaki araştırma, 4342 sayılı Yasa uyarınca taşınmazların bulunduğu mülki amirlikten ayrı ayrı sorulup saptanması zorunludur.

Ne var ki, mahkemece bu doğrultuda bir araştırma ve soruşturma yapılmamıştır. Kuşkusuz 4753 ve 5618 sayılı Yasalar ile 4342 sayılı Yasalar uyarınca taşınmazların bulunduğu bölgede sözü edilen yetkili idari merciler tarafından mer"a tahsisi yapılmamış ise aynı doğrultudaki araştırma, dava sonucunda yararı olmayan taşınmazların bulunduğu belde ya da köye komşu köyler halkından seçilecek elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişi ve tanıkların anlatımları ile uyuşmazlık çözümlenecektir. O halde, sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, öncelikle dava konusu taşınmazların bulunduğu bölgede yetkili idari merciler tarafından 4753 ve 5618 sayılı Yasalar uyarınca mer"a tahsisi yapılıp yapılmadığı Köy Hizmetleri İl ve Özel İdare Müdürlüğü"nden, 4342 sayılı Yasa uyarınca mer"a tahsisi yapılıp yapılmadığı mülki amirlikten ayrı ayrı sorulup saptanmalı, yapılmış ve bu yönetimsel işlemler kesinleşmiş ise mer"a tahsis haritası ve eki belgeler yerinden getirtilmeli, bundan sonra yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız, dava konusu taşınmazın bulunduğu belde ya da köye komşu köyler halkından seçilecek yerel bilirkişi ve tarafların aynı yöntemle göstereceği tanıklar ve uzman bilirkişi tapu fen memuru ve uzman ziraatçı bilirkişi ve tutanak bilirkişilerinin tümü hazır olduğu halde dava konusu taşınmazlar başında yeniden keşif yapılmalı, yetkili idari merciler tarafından mer"a tahsisi yapılmış ise mer"a tahsis haritasının ölçeği ile kadastro paftasının ölçeği eşitlendikten sonra yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi fen memuru eliyle yerlerine her iki harita çakıştırılmak suretiyle uygulanmalı, uygulamada haritalarda tarif edilen belli poligon ve röper noktalar ile arz üzerindeki doğal ya da yapay sınır yerlerinden ve değişmez nitelikte sınır yeri sayılabilecek kişi taşınmazlarından yararlanılmalı, bu yolla dava konusu taşınmazların mer"a tahsis haritasının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamaya meydan vermeyecek şekilde belirlenmeli, taşınmazların bulunduğu bölgede yetkili idari merciler tarafından mer"a tahsisi yapılmamış ise yerel bilirkişi ve tanıklardan dava ve temyize konu taşınmazların öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde mer"a olarak kullanılıp kullanılmadığı yolunda bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı bilgi alınmalı, tespitte saptanan hukuksal olgu dikkate alınarak taşınmazların mer"a olup olmadığı yolunda tutanak bilirkişilerinden de ayrıntılı, gerekçeli, olaylara dayalı bilgiler alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile tespit tutanağı bilirkişilerinin beyanları çeliştiği takdirde tespit tutanağı bilirkişilerinin tümü taşınmazlar başında ayrı ayrı dinlenerek yerel bilirkişi ve tanıkların anlatımları ile tespit tutanağı bilirkişilerinin beyanları arasındaki çelişki duraksamasız giderilmeli, bundan sonra uzman ziraatçı bilirkişi aracılığıyla taşınmazlar bizzat mahkemece görülüp gözlenmeli, taşınmazların fiziksel yapısı, meyil durumu, taş ve toprak unsurundan hangisinin galip olduğu ayrıntılı şekilde keşif tutanağına geçirilmeli, komşu taşınmazların toprak yapısı ile dava konusu taşınmazın toprak yapısı mukayese edilmeli, bu fiziksel olgular da keşif tutanağına geçirilmeli, dava konusu taşınmazlara dıştan komşu taşınmazların tespitlerine bir kayıt ve belge esas alınmamış ise tutanakları içeriğinde vurgulanan maddi ve hukuki olgularla yerel bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmen, bir kayıt ve belge esas alınmış ise sözü edilen kayıt ve belgelerin nizalı parseller yönünü ne biçimde ve kimin yeri olarak sınır gösterildiği incelenmeli) davalı olup olmadıkları, tespitlerinin kesinleşip kesinleşmediği incelenip irdelenmeli, dava konusu taşınmazların kamu malı niteliğinde mer"a olup olmadığı duraksamasız belirlenmeli, kaldı ki, iddia ve savunmaya, duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere bu yolla saptanan dava niteliği dikkate alındığında dayanılan vergi kayıtlarının uygulaması da yöntemine uygun değildir. Gerçekten dayanılan vergi kayıtlarının uygulamasına ilişkin yerel bilirkişi sözleri, dıştan komşu taşınmazların tespit tutanağı içeriği ve dayanakları kayıtlarla denetlenmediğinden soyut nitelikte gerekçesiz sözlerden ibaret olduğu gibi uzman bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ve eki harita, keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye imkan vermeyen harita ve eki rapor da yetersizdir. Bu nedenlerle ayrıca dayanılan vergi kayıtlarının yerlerine sağlıklı biçimde uygulanabilmesi için öncellikle dayanılan vergi kayıtlarının dava dışı başka taşınmaz ya da taşınmazlara revizyon görüp görmediği Tapu Sicil Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğü"nden ayrı ayrı sorulup saptanmalı, revizyon görmüş ise dava konusu taşınmazlarla birlikte revizyon gördüğü dava dışı taşınmazları ve bu taşınmazlara da dıştan komşu taşınmazları da bir arada gösterecek şekilde geniş kapsamlı birleşik harita Kadastro Müdürlüğü"nden getirtilmeli, bundan sonra dıştan komşu taşınmazların tespit tutanakları ve dayanakları kayıtlar davalı iseler dava dosyaları getirtilmeli, dayanılan vergi kayıtlarının revizyon gördüğü dava dışı 186 ila 190 ve 175, 176, 177, 138 ve 139 parsel sayılı taşınmazlardan başka taşınmazlara revizyon gördüğü ve davalı olduğu saptandığı takdirde usulün 45 ve onu izleyen maddeleri hükmü uyarınca dava dosyalarının birleştirilip birleştirilmeyeceği yönü üzerinde durulmalı, vurgulanan bu olgunun dava ekonomisi ve kaydın kapsamının sağlıklı biçimde belirlenebilmesi için zorunlu olduğu özellikle dikkate alınmalı, daha sonra 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 20. maddesi hükmü uyarınca dayanılan vergi kayıtları yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi eliyle yöntemine uygun biçimde ayrı ayrı yerlerine uygulanmalı, uygulamada vergi kayıtlarının revizyon gördüğü dava dışı taşınmazlar özellikle gözönünde tutulmalı, vergi kayıtlarında tarif edilen sınır yerlerinden yerel bilirkişice bilinemeyen sınır yerleri bulunduğu takdirde bu konuda taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı, uzman bilirkişiye vergi kayıtlarında tarif edilen sınır yerleri düzenleyeceği haritada ayrı ayrı işaret ettirilmeli, vergi kayıtlarının uygulamasına ilişkin yerel bilirkişi ve tanık sözleri de dıştan komşu taşınmazların tespit tutanağı içeriği ve dayanakları kayıtlarla denetlenmen, bu yolla dava konusu taşınmazların dayanılan vergi kayıtlarının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamasız saptanmalı, uygulamada 1937 tarih, 86 tahrir sayılı vergi kaydında doğuda ve kuzeyinde tarif edilen Kuyucak hududu ve Kerdiz hududunun kural olarak değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınır yerlerinden olduğu dikkate alınmalı, sözü edilen sınır yerlerinin değişmez nitelikte sınır yeri olarak kabul edilebilmesi için kuzeyde tarif edilen Kuyucak ve doğuda tarif edilen Kerdiz hududundaki taşınmaza komşu taşınmazların kadastro görmüş ise tutanakları dayanağı belgeler davalı iseler dava dosyaları getirtilmeli, kadastro görmemiş ise sözü edilen taşınmazlar tapuda kayıtlı ise tapu kayıtları, vergi kayıtları varsa, vergi kayıtları getirtilmeli, sözü edilen kayıtlar dava konusu taşınmazlar yönünün ne biçimde ve kimin yeri olarak sınır gösterildiği incelenmeli, özellikle sözü edilen kayıt ve belgelerde nizalı parseller yönünün davacıların tutunduğu vergi kayıtlarının malik ya da maliklerini sınır gösterip göstermediği duraksamasız belirlenmeli, bu denetimde komşu taşınmazların denetime esas alınacak tapu ya da vergi kayıtlarının oluştuğu günde dikkate alınmalı, özellikle sözü edilen kayıtların davacıların tutunduğu vergi kayıtlarından önceki günlü olup olmadığı dikkate alınmalı, dava konusu taşınmazların tümü ya da bir bölümü dayanılan kaydın kapsamı dışında kaldığı ve kamu malı niteliğinde mer"a olmadığı saptandığı takdirde vergi kayıtlarının kapsamı dışında kalan taşınmaz ya da taşınmaz bölümleri yönünden vergi kaydının mülkiyet belgesi olmadığı zilyetlikle birleşmeyen vergi kaydına değer verilemeyeceği düşünülmeli, bu nedenlerle yeterli biçimde zilyetlik araştırması yapılmalı, bu konuda zilyetliğin başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçimi hakkında yerel bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı bilgi alınmalı, bu konuda da tespit tutanağı bilirkişilerinin beyanları ile yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında aykırılık bulunduğu takdirde tespit tutanağı bilirkişileri de taşınmazlar başında ayrı ayrı dinlenerek çelişki giderilmeli, uzman bilirkişiden keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetmeye, uzman ziraatçı bilirkişiden ise mahkemenin gözlemini yansıtmaya imkan verecek şekilde ayrıntılı gerekçeli ayrı ayrı raporlar alınmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14/son maddesi hükmünde öngörülen kısıtlamalar ve kesinleşen yönler de dikkate alınarak sonucuna uygun bir karar verilmelidir.

Mahkemece böylesine bir araştırma ve soruşturma yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, oluşturulan hükmün kapsamı dikkate alındığında yargılamada vekille temsil edilen Hazine yararına avukatlık parası takdir ve tespit edilmemiş olması bir bölüm davacı Mahmut ve Abdurrahman"ın, Seyho"nun paylarını noter senedi ile satın aldıkları saptandığı halde hüküm yerinde bu olguya değer verilmemiş olması dahi isabetsiz, davacı Hasan mirasçıları ile Bedir ve davaya katılan Mahmut mirasçıları ile davalı Hazine"nin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde ilgililerine iadesine, 12.04.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.
 

 

 

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi