11. Ceza Dairesi Esas No: 2016/8472 Karar No: 2018/3681 Karar Tarihi: 18.04.2018
Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/8472 Esas 2018/3681 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2016/8472 E. , 2018/3681 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanığın ülkeye girişi sırasında kendisine ait olmayan kimliği kullanmak istediği eyleminin Kabahatler Yasası"nın 40. maddesine uyduğu ve bu kapsamda dosyada sanığa uygulanan idari para cezası tutanağı ve ödendiğine dair... Gümrük Saymanlık Müdürlüğü... makbuzunun da bulunması karşısında tebliğnamedeki 1 numaralı bozma düşüncesine iştirak olunmamıştır. 1- 29.09.2013 tarihinde sanığın ... sınır kapısı üzerinden ...ülkesinden ..."ye giriş yapacağı sırada kardeşi..." e ait nüfus cüzdanını görevlilere ibraz ettiği , görevlinin kimlikteki fotoğrafın sanığa benzememesinden şüphelenmesi üzerine sanığın bir gün önce aynı kimlikle ülkeden çıkış yaptığının tespit edildiğinin iddia edildiği olayda; TCK"nın 206. maddesindeki suçun oluşabilmesi için failin beyanı üzerine yetkili memur tarafından düzenlenen bir belge olmalı ve bu belgenin yapılan bildirimin doğruluğunu kanıtlama gücüne de sahip olması gerekir.Bu açıklama ışığında; 28.09.2013 tarihinde gerçekleştirdiği ülkeden çıkış işlemi yönünden, resmi belge niteliğinde sayılabilecek bir tutanak tutulup tutulmadığının araştırılması gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile sanık hakkında mahkûmiyet hükmü kurulması, 2-Kabule göre de; a) 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, b) Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18.06.2013 gün 2013/8-151/304 sayılı ilamında açıklandığı üzere, birden fazla tekerrüre esas alınabilecek hükümlülüğün bulunması halinde bunlardan en ağırının esas alınması gerektiği cihetle;Samsun 4.Asliye Ceza Mahkemesinin 10.04.2012 tarihli, 2010/ 766, 2012/505 E-K. sayılı ilamının 04.10.2012 tarihinde kesinleşmiş olmasına göre, tekerrüre esas alınan Ondokuz Mayıs Sulh Ceza Mahkemesinin ilamından daha ağır hükümlülük içerdiği gibi, tekerrüre esas alınan ilamın kesin nitelikte olması nedeniyle tekerrüre esas olamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılması, c) Sanığın savunma ve sorgu işlemleri sırasında yakalama işlemleri yapılmış olduğu halde gerekçeli karar başlığında bu sürelerin gösterilmemesi ve TCK"nın 63. maddesi gereği mahsubuna karar verilmemesi, Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.