MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 05.12.2014 gününde verilen dilekçe ile ... iptal ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, yüklenici ile haricen yapılan satış sözleşmesi gereğince ... iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili, "Taşınmaz Taahhüt ve Satış Sözleşmesi" çerçevesinde davalıdan satın aldığı ve konut olarak kullanılacak dairenin 30/09/2012 tarihinde tesliminin taahhüt edilmesine rağmen 05/04/2013 tarihinde eksik teslim alındığını, bu konuda bir başka davanın devam ettiğini, davalının ... devrini gerçekleştirmediğini belirterek satın aldığı bağımsız bölümün davalı adına olan ... kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının dava konusu taşınmazda hali hazırda oturduğunu, davacının iyi niyetli olmadığından ... devrinin yapılamadığını, taşınmazın iskan ruhsatının davacının kusuruyla geciktiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin HMK"nın 312/2 maddesi gereğince davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 312/2. maddesi gereğince davalı, davanın açılmasına kendi hal ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilemez.
Somut olaya gelince, davalı Gül İnşaat Proje ve Petrol Ürünleri A.Ş. vekili cevap dilekçesinde ve duruşmadaki beyanlarında davanın reddini savunmuştur.
Bu durumda söz konusu anlaşmazlığın davalı yönünden HMK 312. maddesinde belirtilen şartlar dahilinde giderilmemiş olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verildikten sonra yargılama giderleri ve vekalet ücretinin aleyhine hüküm tesis edilen davalıya yükletilmesi gerekirken, mahkemece "Davacı yanın davalı hakkında ayıplı ifa ve geç teslim nedeniyle dava açmış olmasından dolayı, vekaletname sunmaması haklı nedene dayanmadığı" yanılgılı gerekçesiyle davalının dava açılmasına sebebiyet vermediği kabul edilerek masraf ve vekalet ücretinin, davacı yan üzerinde bırakılması ve hükmedilen vekalet ücretinin belirtilmemesi doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenler ile davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.05.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.