14. Hukuk Dairesi 2017/5585 E. , 2018/3958 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 20.05.2011 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkından kaynaklanan ... iptal ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.07.2017 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... İnş. San. Yatır Ve Tic. AŞ vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım hakkına dayalı ... iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin 4462 ada 1 parsel sayılı taşınmazın paydaşı olduğunu, davalı şirketin aynı taşınmazda paydaş olan ...,...,...ve..."nun hisselerini satın almak suretiyle paydaş hale geldiğini, davalı şirketin satışlara ilişkin bildirimde bulunmadığını ileri sürerek, önalım hakkı nedeniyle davalı adına olan hisselerin ... kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından 16.06.2010 tarihinde trampa yolu ile devralınan 37/600 paya ve 02.09.2010 tarihinde satın alınan 79/800 paya yönelik olarak temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 04.06.2014 tarihli, 2014/6607-7418 E-K sayılı ilamıyla “...trampaya konu edilen taşınmazlar arasında değer farkı olması tek başına işlemin trampa olmadığını ispatlamaya yeterli değildir. Mahkemece davacının ve davalının delilleri toplanarak yapılan işlemin trampa olup olmadığı değerlendirildikten sonra bir karar vermek gerekirken trampaya konu payın ve daha sonra yapılan satışa ilişkin payın iptaline karar verilmesi doğru görülmemiş...” şeklindeki gerekçeyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kabulü ile dava konusu 1 parsel nolu taşınmazın davalı adına kayıtlı bulunan 385/2400 (16.06.2010 tarihinde trampaya konu 37/600 pay ve 02.09.2010 tarihinde satışa konu 79/800 payın toplamı) hissenin iptali ile davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekilinin temyiz etmesi üzerine Dairemizin 09.01.2017 tarihli, 2016/6879 - 2017/33 E-K sayılı ilamıyla “...Bozmaya uyularak tesis edilen hükmün, tüm istekleri karşılar şekilde yeniden yazılması gerekir. Mahkemece bu husus gözetilmeden, trampanın yapıldığı tarihten önce yani 24.07.2009 tarihinde satılan hisselere yönelik kurulan hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği şeklindeki yanılgılı gerekçeyle hüküm kurulması doğru görülmemiştir...” biçimindeki gerekçeyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kabulü ile dava konusu 4462 ada, 1 parsel sayılı taşınmazın, davalı ... İnşaat Sanayi Yatırım ve Ticaret A.Ş. adına kayıtlı bulunan 227/800 hisse yönünden iptali ile, davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
Önalım hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan haklardan olup bu sebeple yasa koyucu temliki tasarruflardan sadece gerçek anlamdaki satışlar için kabul etmiştir.
Bu nedenle gerek öğretide gereksede Yargıtay İçtihatlarında hibe, trampa, sermaye vaz"ı gibi tasarruflarda önalım hakkının cereyan etmeyeceği kabul edilmiştir.
Somut olaya gelince; trampa işlemine karşı önalım hakkı ileri sürülemez. Dairemizin 04.06.2014 tarihli, 2014/6607-7418 E-K bozma ilamında belirtildiği üzere, trampaya konu taşınmazların değerleri arasındaki nispetsizlik tek başına trampanın danışıklı olduğu, gerçek amacın satış olduğu sonucunu doğurmaz. Dosya kapsamında toplanan delillerden; trampa işleminin davacının önalım hakkını engellemek amacıyla yapıldığı, gerçekte satış işlemi olduğu kanıtlanamamıştır. Bu sebeple, anılan trampa işlemine karşı açılan davanın reddi gerektiği kuşkusuzdur.
Bu durumda, 16.06.2010 tarihli trampa işlemi sonrasında davalı ... İnşaat Sanayi Yatırım ve Ticaret AŞ."nin paydaş sıfatı olduğundan ve paydaş aleyhine önalım hakkı kullanılamayacağından, mahkemece davalının 02.09.2010 tarihinde dava dışı satıcı ... ile yapmış olduğu satış işlemi yönünden de davanın reddi gerektiği açıktır.
O halde, 24.07.2009 tarihinde dava dışı satıcılar ... ve ..."un davalıya satışını gerçekleştirdiği 148/2400"er hisse yönünden davanın kabulüne, bu tarihten sonra yapılan trampa işlemi (16.06.2010) ve trampa işlemi sonrasında gerçekleştirilen satış işlemi (02.09.2010) ile ilgili davanın reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece 24.07.2009 tarihinde yapılan satışın yanında, trampa edilen dava konusu taşınmazdaki paya ilişkin ve trampa sonrası gerçekleşen 02.09.2010 tarihli satışa ilişkin davanın kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.05.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.