21. Hukuk Dairesi 2016/19725 E. , 2017/5956 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı ve davalı vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere, temyiz kapsam ve nedenlerine göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, 21.08.2010 tarihli iş kazası sonucu sigortalının sürekli maluliyeti nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, asıl ve birleşen davada maddi tazminat isteminin kabulü ile 149.855,00 TL maddi ve 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 21.08.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; davacının davalıya ait işyerinde alt işveren ... Ltd. Şti işçisi olarak çalışırken 21.08.2010 tarihinde gerçekleşen iş kazası neticesinde %26 oranında malul kaldığı, iş kazasının gerçekleşmesinde davacı işçinin %30 oranında müterafik kusurunun bulunduğu, hükme esas alınan hesap raporunda davacının iş kazasından sonra asıl işveren nezdinde çalıştığı dikkate alınarak iş kazasından sonraki tarihe ait maaş bordroları gözetilerek asgari ücretin 2,97 katı üzerinden hesap yapıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında uyuşmazlık maddi zararın belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. İş kazası sonucu vefata dayalı destek tazminatının hesaplanmasında, gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Öte yandan, gerçek ücretin ise; işçinin kıdemi ve yaptığı işin özelliği ve niteliğine göre işçiye ödenmesi gereken ücret olduğu, işyeri veya sigorta kayıtlarına geçmiş ücret olmadığı Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır.
Somut olayda, sigortalının davalı işverenin taşeronu ... San Ltd. Ştinde teknisyen olarak çalıştığı, dosyaya ibraz edilen bordrolarda imza bulunmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. O halde mahkemece yapılacak iş hakkaniyete uygun maddi tazminatın hesabı için, TÜİK’dan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile işin yapıldığı yerdeki Meslek Odalarından sigortalının yaptığı işe karşılık alabileceği emsal ücretin sorularak, kazalı işçinin gerçek ücretini tereddütsüz olarak belirlemek, emsal ücret dikkate alınmak suretiyle madddi zararı hesaplatmak ve usuli kazanılmış haklar göz önünde bulundurularak sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir. Buna karşın kaza tarihinden sonra davacının davalı asıl işveren nezdinde çalışmaya başlaması nedeniyle aldığı ücret dikkate alınarak olay tarihinde almadığı ücret üzerinden yapılan hesabın hükme esas alınması hatalı olmuştur.
O, halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıya yükletilmesine, 11.07.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.