12. Ceza Dairesi 2017/9371 E. , 2019/5542 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç :Taksirle yaralama
Hüküm :TCK’nın 89/1, 62/1, 51/1-3, 51/8-7, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın kusur tespitinin hatalı olduğuna, beraat kararı verilmesi gerektiğine, zararın sigorta tarafından giderileceğine, bu nedenle hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanması gerektiğine yönelik temyiz itirazlarının reddine, ancak;
TCK"nın 89/5. maddesine göre, bilinçli taksirle yaralama suçunun soruşturulmasının ve kovuşturulmasının, aynı Kanunun 89/1. maddesindeki yaralanma hali hariç olmak üzere, şikayete tabi olmadığı, ancak TCK 89. maddedeki bütün hallerin şikayete tabi olsun veya olmasın CMK"nın 253/1. maddesi gereğince uzlaşmaya tabi olduğu, uzlaşma kapsamında olan suç hakkında soruşturma aşamasında taraflar karşılıklı uzlaşmak istediğini beyan etmesine rağmen CMK’nın 253. maddesi gereğince sanıkla mağdur arasında uzlaştırma işlemleri gerçekleştirilmeden dava açıldığı, kovuşturma aşamasında da, aynı Kanunun 254. maddesi uyarınca bu eksikliğinin giderilmediği anlaşılmakla, mahkemece CMK"nın uzlaşma başlıklı 253 ve 254. madde hükümleri uygulanmak suretiyle sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, uzlaşma işlemleri tamamlanmadan yargılamaya devamla, yazılı şekilde hüküm kurulması;
Kabule göre ise:
1-Hükmün esasını oluşturan kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm kısmında sanık hakkında takdiren ve teşdiden 6 ay hapis cezasına hükmedildiği belirtilmesine rağmen, gerekçeli kararda sanık hakkında takdiren alt sınırdan hüküm kurulduğu bildirilerek çelişki yaratılması,
2-TCK"nın 89/1. maddesinde hapis cezası ile adli para cezasının seçimlik olarak düzenlendiği, temel cezanın hürriyeti bağlayıcı ceza olarak seçilmesi halinde TCK"nın 50/2. maddesi gereğince adli para cezasına çevrilmesi mümkün değil ise de, daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş bulunan ve suç tarihinde 65 yaşını ikmal etmiş olan sanık hakkında hükmedilen kısa süreli hapis cezasının, TCK"nın 50/3. maddesi uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin zorunlu olduğunun gözetilmemesi,
3-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07.07.2009 tarih ve 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan "failin güttüğü amaç ve saiki" gerekçesine, (b) bendinde yer alan ""suçun işlenmesinde kullanılan araçlar"" gerekçesine (f) bendinde yer alan ""failin kasta dayalı kusurunun ağırlığı"" gerekçesine dayanılamayacağının gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 24.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.