14. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/15075 Karar No: 2018/3954 Karar Tarihi: 21.05.2018
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/15075 Esas 2018/3954 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan bir davada, davalılara ait taşınmaz üzerinde geçit hakkı kurulması istenmiştir. Mahkeme, davanın kabulü ile geçit hakkının tesisine karar vermiştir. Ancak, bir kısım davalılar tarafından temyiz edilen karar bozulmuştur. Kurulan geçit hakkı için bedelin tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak uzman bilirkişiler tarafından objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmesi gerektiği, bedelin hükümden önce depo ettirilmesi ve hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılması gerektiği belirtilmiştir. Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanunu'nun 748/3 ve 1012. Maddesi ile yeni ... Sicil Tüzüğünün \"irtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili\" başlıklı 30. Maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tescil edilmesi gerekmektedir. Kanun maddeleri: Türk Medeni Kanunu'nun 747/2, 748/3 ve 1012 Maddeleri, yeni ... Sicil Tüzüğünün \"irtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili\" başlıklı 30. Maddesi.
14. Hukuk Dairesi 2015/15075 E. , 2018/3954 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 12.06.2014 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkiline ait 607 parsel sayılı taşınmazın genel yola bağlanması için davalılara ait 613 parsel sayılı taşınmazdan geçit hakkı kurulmasını istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın kabulü ile 607 nolu parsel lehine TMK"nun 747. Maddesi uyarınca geçit hakkı tesisine karar verilmiştir. Hükmü, bir kısım davalılar temyiz etmiştir. Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine "mutlak geçit ihtiyacı" veya "geçit yoksunluğu", ikincisine de "nispi geçit ihtiyacı" ya da "geçit yetersizliği" denilmektedir. Türk Medeni Kanunu"nun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakarlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır. Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir. Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle ... alanlarında, nihayet bir ... aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5 - 3 m) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir. Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır. Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanunu"nun 748/3 ve 1012. Maddesi ile yeni ... Sicil Tüzüğünün "irtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili" başlıklı 30. Maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmelidir. Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; Mahkemece aleyhine geçit tesis edilen 612 parsel sayılı taşınmaz malikleri 06.04.2015 tarihinde yapılan keşiften sonra davaya dahil edilmiş ve savunma hakları kısıtlanmıştır. Dolayısı ile talepleri halinde yeniden keşif yapılarak beyanlarının alınması, geçit bedelinin de karar tarihine yakın bir tarihte bilirkişiden alınacak ek rapor ile belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle bir kısım davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.05.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.