2. Ceza Dairesi 2015/1434 E. , 2018/196 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
19/12/2013 tarihli duruşmada sanığa 5237 sayılı TCK"nın 142/1-b, 143, 116/1-4. maddelerinin uygulanma ihtimaline karşı ek savunma hakkı tanındığı, sanığın süre talep etmesi üzerine ek savunmasını sunmak için sanığa uygun bir süre verildiği anlaşıldığından tebliğnamedeki “4. no"lu” bozma düşüncesine iştirak edilmemiş; tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış; 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanması ile; hüküm tarihine kadar yapılan yargılama gideri toplamı, 5271 sayılı CMK"nun 324/4 maddesinde atıfta bulunulan 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun"un 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutar olan 20 TL"den az olduğu halde yargılama giderinin sanıktan tahsiline karar verilmiş ise de, hüküm kesinleşinceye kadar yapılacak yargılama giderlerinin de toplam yargılama gideri kapsamında olması nedeniyle hükmün kesinleştiği tarihte sanıktan tahsili gereken yargılama giderinin yukarıda açıklanan terkin edilmesi gereken miktardan az olması halinde Devlet Hazinesi üzerinde bırakılmasının infaz aşamasında değerlendirilmesi mümkün görülmüş; dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1- İddianame ekli duruşma gününü bildirir davetiyenin sanığa tebliğ edilmemesi ve tutuklu sanığın cezaevi kanalıyla duruşmaya getirtilerek savunmasının alınması karşısında, ilk defa sorgusu sırasında okunan iddianame ile sorgu arasında en az bir hafta süre bulunması gerektiği yönündeki CMK"nın 176/4. maddesine aykırı davranıldığı gibi duruşmaya ara verilmesini isteme hakkı olduğunun da hatırlatılmaması suretiyle CMK"nın 176/4 ve 190/2. maddelerine aykırı davranılarak savunma hakkının kısıtlanması,
2- Güneşin doğuş ve batış zamanlarını gösteren çizelgeye göre, suç tarihinde güneşin doğuş saatinin yaz saati uygulaması da dikkate alındığında, 06.38 olduğu, 5237 sayılı TCK"nın 6/1-e maddesine göre gecenin saat 05.38’de biteceği, mağdurun soruşturma aşamasındaki anlatımına göre atılı suçların 03.30 sıralarında gece vakti işlendiğinin anlaşılması ve hükmün gerekçesinde de suçların gece vakti işlendiğinin kabul edilmesi karşısında; sanık hakkında hırsızlık suçundan hükmolunan cezanın 5237 sayılı TCK"nın 143/1. maddesiyle artırılmaması ve konut dokunulmazlığını bozma suçundan aynı Kanun"un 116/4. maddesi yerine 116/1. maddesi ile uygulama yapılması suretiyle eksik ceza tayini,
3- Kısa kararın açıklandığı 30/12/2013 tarihli duruşmada, sanığın, süre verilmesi halinde mağdurun zararını hemen giderebileceğine dair beyanda bulunduğunun anlaşılması karşısında; gerektiğinde ödeme yeri de belirlenmek suretiyle sanığa makul bir süre içerisinde zararı tazmin etme imkanı sağlanıp sonucuna göre hırsızlık suçu yönünden sanık hakkında TCK"nın 168/2. maddesinde tanımlanan etkin pişmanlık hükümlerinin uygulama olanağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
4- Sanığın cezaevinden gönderdiği 20/12/2013 tarihli dilekçesinde, hakkında ceza verilecekse, cezanın indirilip para cezasına çevrilmesine dair lehe hükümlerin uygulanması isteğinin, TCK"nın 62. maddesi uyarınca taktiri indirim hükümlerinin uygulanması talebi ile TCK"nın 50. maddesi uyarınca tayin olunan kısa süreli hapis cezasının seçenek tedbirlere çevrilmesi talebini de içerdiği halde, hırsızlık ve konut dokunulmazlığını bozma suçları yönünden sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki etkileri gibi hususlar tartışılmadan ve gerekçe gösterilmeden sanık hakkında başkaca artırım ya da indirim sebebinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi ile konut dokunulmazlığını bozma suçu yönünden TCK"nın 50. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda olumlu yada olumsuz bir karar verilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, bozma sonrası kurulacak hükümde 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 24/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.