17. Ceza Dairesi 2019/2440 E. , 2019/13130 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece sanık hakkında hırsızlık ve iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suçların tarihine göre dosya görüşüldü:
I) Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
Mahkemenin, TCK’nun 62. maddesi bakımından uygulamasında bir isabetsizlik bulunmadığından tebliğnamedeki bozma düşüncesi benimsenmemiş, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 2012/6-1232 Esas ve 2013/106 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 763. maddesi uyarınca suça konu eşyayı üçüncü bir kişiye satmak suretiyle zilyetliği devreden sanığın artık eşya üzerinde tasarruf yetkisi kalmadığından, üzerinde tasarruf yetkisi bulunmayan suç konusu malları sattığı kişiyi bildirmesi sonucu satın alan kişiden alınmasının 5237 sayılı TCK"nın 168. maddesi anlamında sanık tarafından gerçekleştirilmiş bir iade veya tazmin olarak kabulünün mümkün olmadığı, ancak sanığın çaldığı malı satması nedeniyle haksız biçimde sağladığı kazancı iade etmesi halinde 5237 sayılı TCK"nın 168. maddesi anlamında bir iade ve tazminden bahsetmenin mümkün olacağı, çaldığı malları sattığı kişiyi bildirmekle yetinen ancak satıştan elde ettiği kazancı iade etmeyen sanık hakkında etkin pişmanlık nedeniyle anılan madde uyarınca indirim yapılması, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, hak yoksunluklarına hükmedilirken yanılgılı hüküm kurulmuş ise de, mahkumiyetin kanuni sonucu olarak infaz evresinde resen ve doğru olarak, TCK"nın 53. maddesinin 1 ila 3. fıkralarında öngörüldüğü biçimde uygulanması mümkün görüldüğünden ve Anayasa Mahkemesi"nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/ 85 sayılı kararı ile TCK"nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının da kapsam ve içerik itibarıyla infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceği mümkün görülmüştür.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre, sanık ...’un temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, eleştiri dışında usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye aykırı olarak ONANMASINA,
II) Sanık hakkında iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
1- Dosya kapsamına göre, 5237 sayılı TCK’nun 116/2. maddesinde, açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan iş yerleri ve eklentilerine hak sahibinin rızasına aykırı olarak girmek veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmamak suç olarak tanımlanmış olup, halka açık oldukları zamanlarda iş yerine girmenin suç oluşturmayacağı, somut olayın gerçekleştiği zaman itibari ile sanığın açık bir rızaya gerek duyulmadan herkesin girebileceği iş yerine girmek suretiyle hırsızlık suçunu işlediğinin anlaşılması karşısında, atılı iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
2- Anayasa Mahkemesinin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK"nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının da kapsam ve içerik itibarıyla değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’un temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 23.10.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.