10. Hukuk Dairesi 2020/11403 E. , 2021/1283 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava, sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrasında davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
506 sayılı Kanunun 108. maddesi gereğince sigortalılık başlangıç tarihinin belirlenmesine ilişkin açılan her dava, sigortalılığın saptanması istemini de içerdiğinden, aynı Kanunun 79/10 maddesi kapsamında bir günlük çalışmanın belirlenmesi davasıdır. Bu nedenle hizmet tespiti davalarındaki kanıtlama yöntem ve ilkeleri benimsenip uygulanmalı, başka bir anlatımla, sigortalılıktan söz edilebilmesi için, çalışmanın varlığı, hizmet tespiti davaları yönünden kabul edilen yöntem ve ilkelere uygun biçimde saptanmalıdır.
Bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunlu olup mahkemece tarafların sunduğu deliller ile yetinilmeyerek, kendiliğinden araştırma ilkesi benimsenmek suretiyle, sigortalılığın kabulü ve hüküm altına alınabilmesi için hizmet akdinin ve eylemli çalışmanın varlığı ortaya konulmalıdır.
Bu amaçla hizmeti ortaya koyabilecek belgeler, varsa Kurum görevlileri tarafından düzenlenen rapor ve tutanaklar getirtilmeli, yine davalı iş yerinde aynı dönemde bildirimleri yapılan sigortalılar tanık sıfatıyla dinlenilmeli, gerektiğinde aynı çevrede faaliyet yürüten işverenler ve bunların çalıştırdığı kimseler yeniden Kurum ve Kolluk marifetiyle yöntemince belirlenerek bilgi ve görgülerine başvurulmalı, böylelikle iddianın somut ve inandırıcı bilgilere dayalı biçimde kanıtlanıp kanıtlanmadığı değerlendirilmelidir. (HGK 29.06.2005 gün ve 2005/21-409- 413, 23.12.2009 gün ve 2009/10-581-619, 10.02.2010 gün ve 2010/10-72-72, 21.09.2011 gün ve 2011/10-527– 552)
Bu yasal düzenleme ve açıklamalar ışığı altında inceleme konusu dava değerlendirildiğinde, mahkemece her ne kadar uyulan bozma ilamı sonrasında bir takım araştırmalar yapılmışsa da bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.
Öncelikle bozma ilamında değinilen davacıya ait sigorta sicil numarasının hangi yıl serilerinden olduğu kurumdan sorularak belirlenmelidir.
Bozmadan önce dinlenen tanık beyanında ise bir takım maddi olgulara yer verilmesine rağmen bu hususta araştırma yapılmamış olması eksiklik olarak değerlendirilmiştir.
Mahkemece kaymakamlık ve belediyeye yazılan müzekkerelere yaşanan sel nedeniyle olumsuz yanıt verilmişse de bunlarla yetinilmeyip, davacıya çalışma olgusunu bilebilecek durumda olan yeni tanık bildirmek için süre verilerek bunların beyanları alınmalı, bozma öncesi dinlenen tanık beyanında geçen ..., ..., ... isimli kişilerin kimlik ve adres bilgileri tespit edilerek hayatta olmaları halinde beyanlarına başvurulmalı, gerekirse tanık beyanında yer alan komşu işyerleri ve bordrolu çalışanları kurumdan tespit edilerek beyanlarına başvurulmalı, çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.
Yukarıda belirtilen açıklamalar ve benimsenen ilkeler kapsamında, uyuşmazlık konusu hususlar usulünce incelenip, yapılacak değerlendirme sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 08.02.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.