1. Hukuk Dairesi 2020/1562 E. , 2021/2683 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - BEDEL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat istekli dava sonunda yerel mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar taraflar ile feri müdahil tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tescil ilamına dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat isteğine ilişkindir.
Davacılar, dava konusu 54.574,31 m2’lik taşınmazın TMK’nin 713. maddesi uyarınca kazandırıcı zamanaşımı yoluyla adlarına tesciline ilişkin Adana 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.10.1999 tarih 1997/86 Esas 1999/644 Karar sayılı ve 11.03.2002 kesinleşme tarihli ilamının infazı sırasında Kadastro Müdürlüğünün 13.01.2003 tarihli tescil bildirim beyannamesinde taşınmazın 31.575 m2’lik kısmının adlarına tescilinin sağlanabildiğini, 22.999,31 m2’lik kısmının ise afet evleri yapımı için 1132 no’lu Hazine adına tescilli ihdas parseli içinde kaldığını ve afet konutları yapılmak üzere imar uygulaması görerek 179 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 180 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 181 ada 1, 2, 3, 11, 12, 13, 14 parsel numaralarına, imar yolları, park ve yeşil alana gittiğini ileri sürerek adlarına tescil edilmeyen 22.999,31 m2’ lik arazi içinde kalan ve davalı ... adına kayıtlı olan 1132 parsel sayılı taşınmazın imar görmesiyle oluşan 179 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 180 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 181 ada 1, 2, 3, 11, 12, 13, 14 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile payları oranında adlarına tescilini, olmazsa 22.999,31 m2’lik kısmın dava tarihindeki değerinin yasal faiziyle birlikte davalı Hazineden tazminini istemişler; davacılardan Şuayip’in yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları davaya katılmışlardır.
Davalı Hazine, dava konusu taşınmazların imar uygulaması sonucu adına tescil edildiğini, imar işleminin iptal edilmeden eldeki davanın dinlenemeyeceğini, hak düşürücü ve zamanaşımı sürelerinin geçtiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
Davaya dahil edilen davalı ... Belediyesi, husumetin kayıt malikine yöneltilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazla bağlantısı bulunmadığını, eldeki davaya ihbar olunan olarak katıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davaya dahil edilen davalı ... ile feri müdahiller, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, çekişme konusu yerin evveliyatının 1132 sayılı ihdas parseli olup, 1132 parsel sayılı taşınmaz ve imar uygulaması sonucu oluşan parsellerin davalı ... adına tesciline dayanak idari işlemlerin idari yargı tarafından iptali sağlanmadıkça eldeki davanın dinlenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 03.05.2016 tarih 2015/17572 Esas 2016/5389 Karar sayılı ilamı ile “... davalı Hazine"nin Adana 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin, 1997/86 Esas, 1999/644 Karar sayılı tescil ilamının da tarafı olduğu, anılan ilamın Hazine bakımından da bağlayıcı olduğu gözetilerek anılan tescil ilamında davacılar adına tescile karar verilen 22.999,31 m2"lik kısmın son imar uygulaması ile 1132 sayılı parselin sınırları içinde Hazine adına tescilli olması durumunda davacılar adına tesciline, değilse davacıların tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine hüküm verilmesinin doğru olmadığı” gerekçesiyle bozulmuş; mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, Adana 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/86 Esas 1999/644 Karar sayılı 12.10.1999 tarihli kararına göre; eldeki davanın davacıları tarafından, davalılar ..., Suluca Köyü ve Orman İdaresi aleyhine 27.01.1997 tarihinde açılan davada davacıların, 251 parsel sayılı taşınmazı 1961 ila 1963 yıllarında taşlık ve çalılıktan imar ihya ederek 50 dönümlük yeri tarla haline getirdiklerini ileri sürerek dava konusu yere son parsel numarası verilerek adlarına tescilini istedikleri, mahkemece, dava konusu yerin 1963 yılından itibaren imar ihya edilerek ... tarafından buğday tarlası olarak kullanıldığı, öldükten sonra mirasçıları tarafından nizasız fasılasız 20 seneyi aşkın bir zamandan beri iyiniyetle malik sıfatıyla kullanıldığı, dava konusu yerin devlet ormanı ile ilgisinin bulunmadığı, imar ihya ile tarım arazisi olduğu gerekçesiyle K.K. 14 ve 17. maddeleri gereğince davanın kabulü ile Adana ili Yüreğir ilçesi Suluca Köyü Alan mevkiinde kayıtlı doğusu ..., batısı çalılık ve kayalık, kuzeyi Merzuk Karateke, güneyi yol ile çevrili yerin fen bilirkişisi ... tarafından düzenlenen 20.07.1998 tarihli raporda sarı ile boyalı 54.574,31 m2’ lik yerin 6 pay kabul edilerek 1’erden eşit olarak davacılar adına tapuya tesciline 12.10.1999 tarihinde karar verildiği, anılan kararın derecattan geçerek 11.03.2002 tarihinde kesinleştiği, Kadastro Müdürlüğünün 13.01.2003 tarihli tescil beyannamesine göre, 31.575,00 m2 miktarlı 1425 parselin davacılar ... ve diğerleri adına 28.02.2003 tarihinde tescilinin yapıldığı, 22.999,31 m2 lik yerin ise daha önceden ... adına ihdasen tescil olunan 1132 no’lu parsel içerisinde kaldığı ve 1132 no’lu parselin imarıyla oluşan 179 ada 1, 2, 3, 4, 8 no’lu parsellerin tamamını, 5, 6, 7 parsellerin bir kısmını, 180 adanın tamamını, 181 ada 1, 13, 14 parsellerin tamamını, 2, 3, 10, 11, 12 no’lu parsellerin bir kısmını kapsadığının belirtildiği; tapu kayıtlarının incelenmesinde, 1425 parsel sayılı 31.575 m2 miktarlı tarla vasıflı taşınmazın tamamının Adana 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.10.1999 tarih 1997/86 Esas 1999/644 Karar sayılı ilamı gereğince 1/6’şar paylarla davacılar adına 28.02.2003 tarihinde hükmen tescil edildiği, 1425 parselin 04.07.2007 tarihli imar işlemiyle 608 ada 1 ve 613 ada 1 parsellere gittiği; 608 ada 1 parsel sayılı 40.511,00 m2 miktarlı arsanın 33788/40511 payı ..., 2167/40511 payı ile 4556/40511 payı davacı ... adına kayıtlı iken, Maliye Hazinesinin 33788/40511 payını 20.10.2009 tarihinde dava dışı Or-An Orta Anadolu İnşaat AŞ’ye satış yoluyla devrettiği, 608 ada 1 parselin güncel tapu kaydına göre tamamının dava dışı Or-An Orta Anadolu AŞ. Adına kayıtlı olduğu, 613 ada 1 parsel sayılı 32.755,00 m2 miktarlı arsanın tamamı Suluca Belediyesi adına kayıtlı iken 04.03.2019 tarihinde satış yoluyla Sınırlı Sorumlu Çevrekent Yapı Koop.leri Birliğine, adı geçenin de 29.01.2010 tarihli satış işlemiyle dava dışı Sınırlı Sorumlu Or-An Çağrı Konut Yapı Kooperatifine devrettiği; eldeki davada çekişme konusu 22.999,31 m2’lik kısmı kapsadığı iddia edilen ve ihdasen davalı ... adına kayıtlı olan 1132 parsel sayılı 163.048,89 m2 miktarlı arsa vasıflı taşınmazın 27.05.1999 tarihinde ifrazı ile oluşan 181 ada 1, 2, 3, 11, 12, 13, 14 parseller, 180 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11,12 parseller ile 179 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 parsellerin 04.07.2007 tarihli imar işlemiyle 33.809,00 m2 miktarlı 607 ada 1 parsele gittiği ve bu parselin davalı ... adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
Feri müdahiller ... v.d. tarafından davalı ... Hazinesine karşı iptal tescil, olmazsa bedel istekli açılan ve Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/732 Esas ( bozma sonrası 2013/14 Esas) sayılı dosyası üzerinden görülen davada verilen kararın, Dairenin 13.02.2016 tarih 2016/6740 Esas 2017/819 Karar sayılı ilamı ile eldeki davanın bekletici mesele yapılması gereğine işaret edilerek bozulduğu görülmektedir.
Somut olayda, bozma sonrası hükme esas alınan 24.01.2019 tarihli fen bilirkişi raporunda, tescili talep edilen kısımda 11.482,68 m2 lik kısmın 608 ada 1 parsel, 9.337,34 m2’lik kısım ile 7,49 m2’lik kısmın 607 ada 1 parsel içinde kaldığının belirtildiği, mahkemece, davalı ... adına kayıtlı 607 ada 1 parsel içinde kalan kısım yönünden iptal tescile, dava dışı şirket adına kayıtlı 608 ada 1 parsel içinde kalan kısım yönünden tazminata karar verildiği anlaşılmaktadır.
Ne var ki; mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda yeterli inceleme ve araştırma yapıldığını söyleyebilmek mümkün değildir.
Şöyle ki; eldeki davada çekişme konusu 22.999,31 m2’lik yeri kapsadığı iddia edilen ve ihdasen davalı ... adına kayıtlı olan 1132 parsel sayılı taşınmazın ifrazıyla oluşan 181 ada 1, 2, 3, 11, 12, 13, 14, 180 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11,12, 179 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 parsellerin imar işlemiyle 33.809,00 m2 miktarlı 607 ada 1 parsele gittiği ve bu parselin davalı ... adına tescilli olduğu kayden sabittir. Kadastro Müdürlüğünün 13.01.2003 tarihli tescil bildirim beyannamesinde; “Adana 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/86 Esas 1999/644 Karar sayılı kararıyla tescili istenen 22.999,31 m2’lik yerin daha önceden tescil olan 1132 parsel içerisinde kaldığının, tescil hükmünün 1132 parselin ifrazıyla oluşan 179 ada 1, 2, 3, 4, 8 no’lu parsellerin tamamını, 5, 6 ve 7 parsellerin bir kısmını, 180 adanın tamamını, 181 ada 1, 13, 14 parsellerin tamamını, 2, 3,10, 11, 12 parsellerin bir kısmını kapsadığının belirtildiği de açıktır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise, tazminata karar verilen kısmın 608 ada 1 parsel içinde kaldığı belirtilmiş olup, kesinleşen ilama göre hükmen davacılar adına tescil edilen 1425 parselin imarla 608 ada 1 parsele gittiğinin kayıtlardan anlaşılması karşısında, çekişme konusu 22.999,31 m2’ lik yerin neden kısmen dava konusu 1132 parselin gittisi olan 607 ada 1 parsel içinde kaldığı, 11.482,68 m2’lik kısmının ise ne şekilde 608 ada 1 parsel içerisinde kaldığı bilirkişi raporunda yeterince irdelenmemiş, 608 ada 1 parselin bütün geldi parsel kayıtları getirtilerek açıklığa kavuşturulmamıştır.
Hal böyle olunca; çekişme konusu 22.999,31 m2 lik yerin son imar uygulaması ile 1132 sayılı parsel sınırları içinde olup olmadığının, 1132 parselin ifraz ve imar görmesiyle oluşan 607 ada 1 parsel içinde kalıp kalmadığının, ne kadarının bu parsel içinde kaldığının, 1425 parselin gitti parseli olan 608 ada 1 parselin bütün geldi parselleri getirtilip incelenerek dava konusu edilen yeri kapsayıp kapsamadığının, mahkemece tazminata karar verilen kısmın ne şekilde 608 ada 1 parsel içinde kaldığının açıklığa kavuşturulup sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Öte yandan; iptal tescil, olmazsa tazminat isteğiyle davalı ... Hazinesine karşı açılan eldeki davada, bilahare davanın Sarıçam Belediyesi ile Özelleştirme İdaresine ihbar olunduğu, Özelleştirme İdaresinin davalı yanında davaya müdahil olmak istediği ve mahkemece 15.01.2019 tarihli duruşmada feri müdahilliğine karar verildiği, Sarıçam Belediyesinin de husumet itirazında bulunup ihbar olunan olarak davaya katıldığı anlaşılmaktadır.
O halde, mahkemece, hakkında usulünce açılmış bir dava bulunmayan Sarıçam Belediyesi ile Özelleştirme İdaresine karar başlığında davalı olarak yer verilmesi doğru değildir.
Kabule göre de; hangi oranda davacılar adına iptal tescile karar verildiği hükümde gösterilmeksizin infazda tereddüt oluşturacak biçimde iptal tescile karar verilmesi, tazminatın davalıdan tahsiline şeklinde karar verildiği halde, tazminat üzerinden hükmedilen harcın davalı sıfatıyla Sarıçam Belediyesinden tahsiline karar verilmiş olması, davacı tarafın faiz talebiyle ilgili olumlu olumsuz bir karar verilmemesi, hem iptal tescil hem de tazminata hükmedildiği halde sadece tazminat değeri üzerinden harca hükmedilmesi de doğru değildir.
Tarafların değinilen yönlerden yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, 29/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.