11. Hukuk Dairesi 2016/11850 E. , 2018/4241 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 14/07/2016 tarih ve 2015/311-2016/269 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı TPE vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, 2011/13660 sayılı "..." ibareli markanın 7, 12, 37. sınıf bir kısım mal ve hizmetler yönünden müvekkili adına tescilli olduğunu, davalı şirketin 2014/10271 sayılı "..." ibareli markanın 37. sınıf hizmetlerde tescili için müracatta bulunduğunu, müvekkilince başvuruya yapılan itirazın TPE YİDK"nca nihai olarak reddedildiğini, işaretler arasında 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunduğunu, davalı şirket markası ile müvekkili arasında bağlantı kurulacağını, kapsamdaki emtia ile özgün ... ibaresi arasında bir bağlantı bulunmadığından işaretin ayırt ediciliğin yüksek olduğunu, müvekkiline ait işaretin kullanımla da ayırt edicilik kazandığını ileri sürerek TPE YİDK"nın 2015-M-5974 sayılı kararının iptalini, 2014/10271 sayılı markanın 37. sınıftaki bir kısım hizmetler yönünden hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Davalı TPE vekili, davacının 2011/13660 sayılı "..." ibareli markası dışındaki diğer markalarının farklı mal ve hizmetlerde tescilli olduğunu, bu nedenle işaretler arasında iltibasın doğmayacağını, yaygın olarak bilinen bir coğrafi işaret olan "..." ibaresinin zayıf bir ayırt ediciliğe sahip olduğunu, taraflara ait işaretlerdeki "..." ve "... Şekil" eklerinin ayırt edicilik sağladığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taraflara ait işaretlerin "..." asıl unsurundan oluştuğu, davalı şirketin başvurusu kapsamında yer alan 37. sınıf bir kısım hizmetlerin davacı markalarının kapsamında da bulunduğu, başvurudaki "..." ibaresinin ve "C" şeklinin somut olarak ayırt edicilik sağlamadığı, tüketicinin markaları ilişkilendireceği gerekçesiyle davanın kabulüne, TPE YİDK"nın 2015/M-5974 sayılı kararının, 37. sınıftaki "İnşaat hizmetleri, inşaat araç - gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri. Kara araçları servis istasyonu hizmetleri" bakımından davacı itirazının reddi yönünden iptaline, 2014/10271 sayılı markanın sayılan hizmetler bakımından hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
Kararı, davalı TPE vekili temyiz etmiştir.
Dava, TPE YİDK kararının iptali ve davalı şirket adına başvurusu yapılan markanın tescili halinde hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. Dairemizin 26.11.1999 tarih 5790/9590 sayılı (...) kararında “.. tek başına ayırt ediciliği bulunmayan sözcüklerin yanına ayırt edici nitelikteki sözcüklerin eklenmesi ve genelde ya isim tamamlaması veya sıfat tamlaması şeklinde ortaya çıkan ve yeni bir anlam ifade eden sözcükler grubunun marka olarak tescil edilmesinin yasanın düzenlenme amacına daha uygun olduğu sonucuna varılmıştır ... tek başına marka olarak tescili bulunmayan İstanbul, ... gibi yer isimlerinin, “...”, “... Pazarları”, “Restaurant İstanbul” gibi bir başka sözcüğün ilavesiyle meydana gelen sözcükler grubunun marka olarak tescil edilebileceği kabul edilmiştir” Dairemizin bu kararında da açıklandığı üzere tanımlayıcı ibarelerin, ilave sözcüklerle birlikte marka olarak tescilinin mümkün olduğunun kabulü gerekir. Buna göre, coğrafi yer adlarının 556 sayılı KHK 7/1-c bendi veya 555 sayılı Cografi İşaretlerin Korunması Hakkında KHK hükümleri anlamında coğrafi işaret anlamını taşımamak kaydıyla yanlarına ilave ekler yapılması suretiyle marka olarak tescili mümkündür. Bu durumda, marka koruması markanın asli ve tali unsurlarıyla bir bütün olarak sağlanıp asli unsuru oluşturan coğrafi yer adı konusunda marka sahibine inhisari hak sağlamaz. Başvurunun kötüniyetli yapılmadığı sürece başkalarının da aynı coğrafi yer adını farklı bir takım eklerle marka olarak tescil ettirmesi mümkündür. Bu bakımdan, davacının “...+ Şekil” ve “... Fortklift” ibareli markaları ile davalı şirketin “... ...” ibareli markası aynı coğrafi yer adının farklı eklerle kullanımı niteliğinde olduğundan ve dava konusu başvurunun kötüniyetle yapıldığı iddia ve ispat edilemediğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeye bağlı olarak yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, mümeyyiz davalı TPE yararına bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı TPE vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın mümeyyiz davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 04/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.