MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Düşme

1- Yargıtay 21. Ceza Dairesinin 31.10.2016 tarih ve 2015/8701 E., 2016/6459 K. sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verildiği halde, bozma ilamının gerekleri yerine getirilmeden, eczane sahibi olan sanıkların, haklarında soruşturma dosyası ayrılan doktorlar ile fikir ve eylem birliği içerisinde hareket edip etmedikleri belirlenmeden, sübutu halinde sanıklara yüklenen fiillerin 765 sayılı TCK’nın 339/1. (5237 sayılı TCK’nın 204/2.) maddesinde düzenlenen “memurun resmi belgede sahteciliği” suçuna iştirak suçunu oluşturup oluşturmayacağı tartışılmadan, memurun resmi belgede sahteciliği suçunun tabi olduğu 765 sayılı TCK’nın 102/3 ve 104/2. (5237 sayılı TCK’nın 66/1-d ve 67/4.) maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının hüküm tarihine kadar gerçekleşmediği gözetilmeden, 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen zamanaşımının gerçekleştiğinden bahisle yazılı şekilde düşme kararı verilmesi,
2- Kabule göre de; 14.03.2013 tarihli ilk hükümle beraat kararı verilen sanıklar hakkında, 31.10.2016 tarihli bozma kararı aleyhe hükümler içermesine rağmen, bozma üzerine yapılan yargılamada sanıklar ... (...) ve ...’in duruşmaya katılımı sağlanıp, bozmaya karşı diyeceklerinin sorulmaması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.